Biberiye yağının saça ve cilde faydaları
Biberiye, iğneye benzeyen ince yapraklı, daima yeşil kalan bir bitki türüdür.
Biberiye yağının saça ve cilde faydaları resimleri
Biberiye bitkisi pek çok yönde faydalı bir bitki olarak hem zayıflamada, hem cilt bakımında hemde hijyen sağlamada oldukça başarılıdır.
Biberiye çayı özellikle sindirim sistemine faydalıdır. Yağı ise cilt bakımında kuıllanılır. Ayrıca Biberiye, derin temizlik sağlar ve antibakteriyel ürünlerden daha mikrop kırıcı özelliğe sahiptir.
Zihne ve bedene canlılık veren ve tansiyon düzenleyici bitkisel etki yapan biberiye yağı, profesyonel spor yapanlar tarafından da masaj biçiminde kullanılmakta ve kas ağrılarına, kas kramplarına karşı faydalı tarafından yararlanılmaktadır.
Biberiye yağının saça Faydaları:
Saç dökülmesi alopesi şikayeti olanlar, saç uçlarında kırılma görülenler için ve ayrıca migren ağrıları için saç ve kafa derisi bölgesinin masajı son derece faydalı olmaktadır. Biberiye Yağının Saça Faydaları sadece saç dökülmesi için değil kepek şikayeti olanlar için de son derece önem arz eder. Saçları besleyen biberiye yağı, saç köklerini ve dokusunu besleyerek saç dökülmesine mani olur. Yağlı saçlar için biberiye yağı iyi bir saç temizleme kürü olabilmekte ve saçları yağlardan arındırmak için bir hayli işe yaramaktadır.
Biberiye Yağının cilde Faydaları:
Biberiye de bulunan turmerik yağlar cildin ph dengesini dengede tutuyor. Alternatif bitkisel tedavi yöntemlerinde sıkça kullanılan biberiye yağı burun tıkanıklığı için papatya yağı ile birlikte kullanıldığında önemli bitkisel faydalar sağlıyor.
25 Temmuz 2014 Cuma
Postişler saça zarar verir mi?
Saça Zarar Veren Maddeler neler
Saçlar özellikle biz kadınlar için oldukça önemlidir. Saç bakımı yapmanın yanısıra saçlara zarar veren maddelerden de uzak durmak şarttır. İşte saçınıza zarar veren 5 madde:
Saç spreyleri
Saç spreyi gerekli olduğunda, az miktarda ve saçlarınızın diplerine değil uçlarına doğru uygulanmalıdır. Yoğun saç spreyi saçlarınızın kırılmasına ve aşırı kimyasal madde içerdiğinden dolayı saç dökülmelerine neden olur.
Çok fazla şampuan kullanmak
Şampuan ve saç kremleri saç bakımı için size yardımcı olabilir ancak fazla kullanmak saç derinize zarar verir ve saçlarınızın kurumasına neden olur.
Kimyasal olan saç boyaları
Kimyasal saç boyaları farklı kimyasal ürünlerden meydana gelmektedir. Eğer saçlarınıza yeni bir renk vermek istiyorsanız bu boyalar oldukça tehlikelidir. Kimyasal içerikli boyalar uygulama sırasında tırnak etlerine ve saç diplerine kalıcı hasara sebep olur. Ayca astım, solunum hastalıkları ve cilt alejileri gibi pek çok rahatsızlığa sebep olur.
Sıkı saç aksesuarları
Sıkı saç aksesuarları saç köklerinin kopmasına sebep olur. Sıkı saç bantları, tokalar ya da aksesuarlar uzun süre saçınızda kaldıklarında saç derinizin köklerine zarar verir.
Postişler
Özel bir davet ya da düğün belki de birkaç gün sürecek bir saç değişikliği. Sebebi her ne olursa olsun postişler yardımıyla saçlarınızı uzatmak isteyebilirsiniz. Ancak bunları kullanırken ve çıkarırken yapıştırıcılar sayesinde saçlarınızda kırılmalar ve kalıcı dökülmeler meydana gelebilir.
Saçlar özellikle biz kadınlar için oldukça önemlidir. Saç bakımı yapmanın yanısıra saçlara zarar veren maddelerden de uzak durmak şarttır. İşte saçınıza zarar veren 5 madde:
Saç spreyleri
Saç spreyi gerekli olduğunda, az miktarda ve saçlarınızın diplerine değil uçlarına doğru uygulanmalıdır. Yoğun saç spreyi saçlarınızın kırılmasına ve aşırı kimyasal madde içerdiğinden dolayı saç dökülmelerine neden olur.
Çok fazla şampuan kullanmak
Şampuan ve saç kremleri saç bakımı için size yardımcı olabilir ancak fazla kullanmak saç derinize zarar verir ve saçlarınızın kurumasına neden olur.
Kimyasal olan saç boyaları
Kimyasal saç boyaları farklı kimyasal ürünlerden meydana gelmektedir. Eğer saçlarınıza yeni bir renk vermek istiyorsanız bu boyalar oldukça tehlikelidir. Kimyasal içerikli boyalar uygulama sırasında tırnak etlerine ve saç diplerine kalıcı hasara sebep olur. Ayca astım, solunum hastalıkları ve cilt alejileri gibi pek çok rahatsızlığa sebep olur.
Sıkı saç aksesuarları
Sıkı saç aksesuarları saç köklerinin kopmasına sebep olur. Sıkı saç bantları, tokalar ya da aksesuarlar uzun süre saçınızda kaldıklarında saç derinizin köklerine zarar verir.
Postişler
Özel bir davet ya da düğün belki de birkaç gün sürecek bir saç değişikliği. Sebebi her ne olursa olsun postişler yardımıyla saçlarınızı uzatmak isteyebilirsiniz. Ancak bunları kullanırken ve çıkarırken yapıştırıcılar sayesinde saçlarınızda kırılmalar ve kalıcı dökülmeler meydana gelebilir.
Saçlarınızı hızlı uzatmanın formülü.
Saçlarınızın hızlı uzamasını istiyorsanız yapmanız gereken dikkat etmeniz gereken şeyler olduğunu unutmamalısınız.
Saç Nasıl Hızlı Uzar? resimleri
Cildinize gösterdiğiniz özeni saçlarınızada göstermeniz gerekiyor bayanlar.Saçlarınıza uygun şampuan kullanımından sonra banyo yaparken kafa derinize masaj yapmanız gerekmektedir.Ayrıca saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından korumak da saçlarınızın çabuk uzaması için oldukça etkilidir.Saçlarınızın ihtiyaç duyduğu besleyici maddeleri almasını sağlamalısınız.
Saçlarınızın hızlı uzaması için protein ve E vitamini, meyve, sebze ve et yemek saçınızı hızlı uzatmanın etkili yollarından birisi olduğunu unutmayın.Ayrıca Meyve, sebze ve balıkta bulunan besleyici maddeler saçınızın daha hızlı uzaması için ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunu unutmayın.
Saçlarınızın hızlı uzaması için günlük su ihtiyacınızı karşılamalısınız günde en az 10 bardak su içmeniz gerekmektedir.
Saçınızın susuz kalmamasına yardım edebilir. Bu, saçınızın doğal nemini ve parlaklığını korumanın kesinlikle iyi bir yoludur.
Saç Nasıl Hızlı Uzar? resimleri
Cildinize gösterdiğiniz özeni saçlarınızada göstermeniz gerekiyor bayanlar.Saçlarınıza uygun şampuan kullanımından sonra banyo yaparken kafa derinize masaj yapmanız gerekmektedir.Ayrıca saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından korumak da saçlarınızın çabuk uzaması için oldukça etkilidir.Saçlarınızın ihtiyaç duyduğu besleyici maddeleri almasını sağlamalısınız.
Saçlarınızın hızlı uzaması için protein ve E vitamini, meyve, sebze ve et yemek saçınızı hızlı uzatmanın etkili yollarından birisi olduğunu unutmayın.Ayrıca Meyve, sebze ve balıkta bulunan besleyici maddeler saçınızın daha hızlı uzaması için ihtiyaç duyduğu şeyler olduğunu unutmayın.
Saçlarınızın hızlı uzaması için günlük su ihtiyacınızı karşılamalısınız günde en az 10 bardak su içmeniz gerekmektedir.
Saçınızın susuz kalmamasına yardım edebilir. Bu, saçınızın doğal nemini ve parlaklığını korumanın kesinlikle iyi bir yoludur.
Fahriye Evcen yıllar sonra ilk kez bikini giydi!
Fahriye Evcen yıllar sonra ilk kez bikinili!
Yıllardır muhabirlerden kaçmayı ve bikinili görüntü vermemeyi başaran Fahriye Evcen, sonunda yakalandı. Ünlü oyuncu, önceki gün Çeşme’de bikinili olarak objektife yansıdı.
Hürriyet'ten Cenker Tezel'in haberine göre Fahriye Evcen, adının bir süredir birlikte anıldığı Burak Özçivit’in İstanbul’a dönmesinin ardından tatil sezonunu açtı. Ünlü oyuncu da Özçivit gibi Çeşme’yi tercih etti. Ancak bu seçim, onun kaçış macerasının sonu oldu.
Sohbete daldı
Yıllardır bikinili görüntülenmemek için çaba harcayan Evcen, önceki gün Çeşme’deki bir beach’te ilk kez bikinili olarak objektife takıldı.
Arkadaşlarıyla sohbete dalan oyuncu, görüntülendiğinin farkına uzun süre varmadı.
Yıllardır muhabirlerden kaçmayı ve bikinili görüntü vermemeyi başaran Fahriye Evcen, sonunda yakalandı. Ünlü oyuncu, önceki gün Çeşme’de bikinili olarak objektife yansıdı.
Hürriyet'ten Cenker Tezel'in haberine göre Fahriye Evcen, adının bir süredir birlikte anıldığı Burak Özçivit’in İstanbul’a dönmesinin ardından tatil sezonunu açtı. Ünlü oyuncu da Özçivit gibi Çeşme’yi tercih etti. Ancak bu seçim, onun kaçış macerasının sonu oldu.
Sohbete daldı
Yıllardır bikinili görüntülenmemek için çaba harcayan Evcen, önceki gün Çeşme’deki bir beach’te ilk kez bikinili olarak objektife takıldı.
Arkadaşlarıyla sohbete dalan oyuncu, görüntülendiğinin farkına uzun süre varmadı.
Ivana Sert: "Müslüman olacağım" dedi
Kleopatra kılığına giren Ivana'dan tartışılacak açıklamalar
Ses dergisine Kleopatra kılığında pozlar veren ikoncan Ivana Sert, ilginç açıklamalar yaptı.
"ÇOK VARLIKLI YAŞAMADIM"
Hala soyadını kullandığı Yurdal Sert'i hedef alan Ivana Sert, "Eski eşim zengindi ama hiçbir zaman bana pahalı çantalar, ayakkabılar, mücevherler almadı. Yani çok varlıklı yaşamadım.
"BİRÇOK TÜRK'TEN DAHA TÜRK'ÜM"
Birçok Türk'ten daha Türk'üm. Kur'an-ı Kerim'in İngilizcesi başucumda duruyor. Bu gidişle Müslüman olacağım." diye konuştu.
Kırık Türkçesiyle söylediği "Bizimla deyılsın" ile bir çok insanın sevgisini kazanan televizyon, gazete ve internette merak edilen kadın Ivana Sert kimdir ?
İşte Ivana Sert'in hayatı...
Ivana Sert, 1981 Belgrad Sırbistan doğumludur. Boyu 1,67 olmakla birlikte 55 kilodur. Eski manken, stilist ve moda tasarımcısıdır.
GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLDU
Ivana Sert, modellik kariyeri öncesi on altı yaşına değin piyano ve bale okumuştur. Uzun yıllar yaşadığı Belgrad'ta düzenlenen güzellik yarışmasında birinci olarak Miss Belgrade unvanını alan Sert, 1990'lı yıllarda Miss Yugoslavia ve Miss Globe International gibi yarışmalara katılmıştır.
YURDAL SERT İLE EVLENDİ
2002 yılında Türkiye'ye yerleşerek, İstanbul'da tanıştığı ve merhum iş adamı Mehmet Sert'in oğlu olan Sert Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yurdal Sert ile 2004 yılında Çubuklu, Beykoz'da dünya evine girmiştir. Bu evliliğin ardından Türkiye sosyetesinin tanınmış çiftleri arasına katılan Ivana ve Yurdal Sert'in 31 Ekim 2006 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde dünyaya gelen Kayon Ateş adında bir oğulları vardır. Ünlü modacının boşandıktan sonra eski eşinin yakın arkadaşları Hatem Yavuz ve Sinan Akıman ile adı aşk dedikodularına karışmıştır.
YARIŞMALARDA VE DİZİLERDE YER ALMIŞTIR
Kendisinin moda anlayışına ithafen medya tarafından verilen İkoncan lakabı ile adını yıllarca çeşitli şekillerde duyuran Ivana Sert, Sırpça, İngilizce ve Türkçe bilmektedir.
Kendisi, 2011 yılında Yok Böyle Dans adlı yarışmaya katılmıştır ve geçirdiği bir sağlık problemi nedeniyle, doktor tavsiyesi üzerine, yarışmadan on ikinci haftada çekilmiştir. 2012 yılında Ivana Sert, Kanal D'de yayınlanan Yalan Dünya dizisinin otuz dördüncü bölümünde konuk oyuncu olarak yer almış ve kendisini canlandırmıştır. Show TV'nin En Büyük Show adlı programının sunuculuğunu da üstlenen Sert'in ilk kitabı Bizimlesin yine 2012 yılında piyasaya çıkmıştır. Çeşitli fotoğraflarla zenginleştirilmiş bu kitap, moda ve güzellik üzerine tüyolar verme amacı gütmektedir.
Ses dergisine Kleopatra kılığında pozlar veren ikoncan Ivana Sert, ilginç açıklamalar yaptı.
"ÇOK VARLIKLI YAŞAMADIM"
Hala soyadını kullandığı Yurdal Sert'i hedef alan Ivana Sert, "Eski eşim zengindi ama hiçbir zaman bana pahalı çantalar, ayakkabılar, mücevherler almadı. Yani çok varlıklı yaşamadım.
"BİRÇOK TÜRK'TEN DAHA TÜRK'ÜM"
Birçok Türk'ten daha Türk'üm. Kur'an-ı Kerim'in İngilizcesi başucumda duruyor. Bu gidişle Müslüman olacağım." diye konuştu.
Kırık Türkçesiyle söylediği "Bizimla deyılsın" ile bir çok insanın sevgisini kazanan televizyon, gazete ve internette merak edilen kadın Ivana Sert kimdir ?
İşte Ivana Sert'in hayatı...
Ivana Sert, 1981 Belgrad Sırbistan doğumludur. Boyu 1,67 olmakla birlikte 55 kilodur. Eski manken, stilist ve moda tasarımcısıdır.
GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLDU
Ivana Sert, modellik kariyeri öncesi on altı yaşına değin piyano ve bale okumuştur. Uzun yıllar yaşadığı Belgrad'ta düzenlenen güzellik yarışmasında birinci olarak Miss Belgrade unvanını alan Sert, 1990'lı yıllarda Miss Yugoslavia ve Miss Globe International gibi yarışmalara katılmıştır.
YURDAL SERT İLE EVLENDİ
2002 yılında Türkiye'ye yerleşerek, İstanbul'da tanıştığı ve merhum iş adamı Mehmet Sert'in oğlu olan Sert Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yurdal Sert ile 2004 yılında Çubuklu, Beykoz'da dünya evine girmiştir. Bu evliliğin ardından Türkiye sosyetesinin tanınmış çiftleri arasına katılan Ivana ve Yurdal Sert'in 31 Ekim 2006 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde dünyaya gelen Kayon Ateş adında bir oğulları vardır. Ünlü modacının boşandıktan sonra eski eşinin yakın arkadaşları Hatem Yavuz ve Sinan Akıman ile adı aşk dedikodularına karışmıştır.
YARIŞMALARDA VE DİZİLERDE YER ALMIŞTIR
Kendisinin moda anlayışına ithafen medya tarafından verilen İkoncan lakabı ile adını yıllarca çeşitli şekillerde duyuran Ivana Sert, Sırpça, İngilizce ve Türkçe bilmektedir.
Kendisi, 2011 yılında Yok Böyle Dans adlı yarışmaya katılmıştır ve geçirdiği bir sağlık problemi nedeniyle, doktor tavsiyesi üzerine, yarışmadan on ikinci haftada çekilmiştir. 2012 yılında Ivana Sert, Kanal D'de yayınlanan Yalan Dünya dizisinin otuz dördüncü bölümünde konuk oyuncu olarak yer almış ve kendisini canlandırmıştır. Show TV'nin En Büyük Show adlı programının sunuculuğunu da üstlenen Sert'in ilk kitabı Bizimlesin yine 2012 yılında piyasaya çıkmıştır. Çeşitli fotoğraflarla zenginleştirilmiş bu kitap, moda ve güzellik üzerine tüyolar verme amacı gütmektedir.
Dos Santos'un başı eski sevgilisiyle dertte!
Eski Galatasaraylı futbolcu Giovanni Dos Santos, kız arkadaşı Belinda ile ilişkisini 2010 yılında sonlandırmış ve sadece arkadaş kalmaya karar vermişti
İkili arasında sosyal medyada kavga patlak verdi.
Belinda'nın "İnsanların nasıl değiştiğine inanamıyorum" şeklindeki mesajını yanıtlayan Belinda, "Hayatta hata yapmak kolaydır. Sana karşı her zaman kibar oldum. Tanrı seni kutsasın" dedi.
Bu işin saati 120 dolar.
Sarılarak terapi uzmanı.
Samantha Hess’in hayatı 29 yaşında kurduğu internet sitesiyle değişti. Hess’in yaptığı işin benzeri pek yok. Kendisi sarılarak terapi uygulama uzmanı.
Hess saati 60 dolara (yaklaşık 120 lira) insanlara sarılma terapisi uyguluyor. Hess’in aklına sarılarak para kazanma fikri 2012 yılında gelmiş. Okuduğu dergide bir adamın insanlara ‘bedava sarılma hizmeti’ verdiğiyle ilgili bazı bilgiler varmış. Business Insider’ın haberine göre Hess bu makaleyi okuduğu dönemlerde duygusal olarak da zor zamanlar geçiriyormuş. Yeni bir ilişkiye hazır olmamasına rağmen sarılmaya ihtiyacı varmış.
Hess bunun üzerine Cuddle Up To Me (cuddleuptome.com) isimli bir internet sitesi kurmuş. Bu sitede verdiği hizmetlerden bahsediyor.
Sarıldığı erkeklerin yüzde 90’ının 20 yaşın üstünde olduğunu belirtiyor. Müşterilerinin çoğu daha önce geçirdikleri psikolojik travmadan dolayı kimseye dokunmak istemiyormuş. Hess, “Bir bakıma psikolojik tedavi hizmeti de veriyorum” diyor.
Samantha Hess’in hayatı 29 yaşında kurduğu internet sitesiyle değişti. Hess’in yaptığı işin benzeri pek yok. Kendisi sarılarak terapi uygulama uzmanı.
Hess saati 60 dolara (yaklaşık 120 lira) insanlara sarılma terapisi uyguluyor. Hess’in aklına sarılarak para kazanma fikri 2012 yılında gelmiş. Okuduğu dergide bir adamın insanlara ‘bedava sarılma hizmeti’ verdiğiyle ilgili bazı bilgiler varmış. Business Insider’ın haberine göre Hess bu makaleyi okuduğu dönemlerde duygusal olarak da zor zamanlar geçiriyormuş. Yeni bir ilişkiye hazır olmamasına rağmen sarılmaya ihtiyacı varmış.
Hess bunun üzerine Cuddle Up To Me (cuddleuptome.com) isimli bir internet sitesi kurmuş. Bu sitede verdiği hizmetlerden bahsediyor.
Sarıldığı erkeklerin yüzde 90’ının 20 yaşın üstünde olduğunu belirtiyor. Müşterilerinin çoğu daha önce geçirdikleri psikolojik travmadan dolayı kimseye dokunmak istemiyormuş. Hess, “Bir bakıma psikolojik tedavi hizmeti de veriyorum” diyor.
23 Temmuz 2014 Çarşamba
Havuza girerken lenslerinizi çıkartın
Dr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Türkiye gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göreDr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Acıbadem International Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezih Özdemir, lensle havuza girmenin tam görme kaybına kadar gidebilen ciddi sorunlar oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle hijyenik olmayan havuzlarda lens kullanan kişilerin göz enfeksiyonlarına yakalanma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, “Lens kullanıcılarına şu uyarılarda bulundu:
> Günlük lenslerin mikrop tutma riski çok daha düşük olduğu için mümkünse bu lensleri tercih edin.
> Lens almadan önce mutlaka bir göz hekimine başvurarak, hangi lensin sizin için uygun olduğunu öğrenin.
> Lensi takarken ve çıkarırken ellerinizi mutlaka yıkayın.
> Lensin solüsyonda kullanım kurallarına özen gösterin.
> Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.
> Lensle uyumayın. Çünkü lens gözün oksijenlenmesini azaltıyor ve enfeksiyona açık hale getiriyor.
Türkiye gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göreDr. Özdemir, 'Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.'
Acıbadem International Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezih Özdemir, lensle havuza girmenin tam görme kaybına kadar gidebilen ciddi sorunlar oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle hijyenik olmayan havuzlarda lens kullanan kişilerin göz enfeksiyonlarına yakalanma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, “Lens kullanıcılarına şu uyarılarda bulundu:
> Günlük lenslerin mikrop tutma riski çok daha düşük olduğu için mümkünse bu lensleri tercih edin.
> Lens almadan önce mutlaka bir göz hekimine başvurarak, hangi lensin sizin için uygun olduğunu öğrenin.
> Lensi takarken ve çıkarırken ellerinizi mutlaka yıkayın.
> Lensin solüsyonda kullanım kurallarına özen gösterin.
> Lenslerinizle havuza asla girmeyin. Eğer lens takacaksanız, havuz gözlüğü kullanın ve içine su girmemesine dikkat edin.
> Lensle uyumayın. Çünkü lens gözün oksijenlenmesini azaltıyor ve enfeksiyona açık hale getiriyor.
20 Temmuz 2014 Pazar
Anneye denizde sulu şaka.
Özlem Yıldız, bu yıl Bodrum sezonunu oğlu Demir’le açtı. Anne-oğul, önceki gün Akyarlar plajındaydı.
ÖZLEM YILDIZ OĞLUYLA TATİLDE 20 TEMMUZ 2014
Bir süre sahilde kumdan kaleler yaparak vakit geçiren ikili, ardından denize girdi.
Ancak Yıldız, oğlunun bir anda kendisini ıslatmaya başlamasıyla ne yapacağını şaşırdı. Onu bu şakadan vazgeçiremeyince de mecburan sudan çıktı.
Diğer Özlem Yıldız fotoları için buradan
ÖZLEM YILDIZ OĞLUYLA TATİLDE 20 TEMMUZ 2014
Bir süre sahilde kumdan kaleler yaparak vakit geçiren ikili, ardından denize girdi.
Ancak Yıldız, oğlunun bir anda kendisini ıslatmaya başlamasıyla ne yapacağını şaşırdı. Onu bu şakadan vazgeçiremeyince de mecburan sudan çıktı.
Diğer Özlem Yıldız fotoları için buradan
Dünya kadınlarının verdiği güzellik sırları neler?
Güzelleriyle ünlü dünya ülkelerinin hiç bilinmeyen doğal güzellik sırlarını sizin için inceledik. Şaşırtan tariflerle güzelliğinize ışıltı katmak için göz atın!
Güzelliğin Çin’deki Başrol Oyuncusu: Beyaz Çay
Çin’deki bilinen adıyla ‘imparator çayı’ içerdiği yüksek antioksidan miktarıyla cilde en iyi gelen bitkiler arasında ilk sıraya oturuyor. Çinlilerin yaşlanmaya karşı açtıkları büyük savaşta en büyük silahları olan beyaz çay, kırışıklıkları önlüyor ve cilde pürüzsüz bir güzellik katıyor. Üstelik mucize çayın kullanıldığı tek alan cilt güzelliği de değil. Sağlıklı olan her şeyin peşine düşen Çinliler, günde 3 bardak beyaz çay içmenin yağları yakmaya ve zayıflamaya yardımcı olduğunu da söylüyor.
Brezilya Güzellerinin Sırrı Kumda Gizli!
Brezilya kadınlarının muhteşem güzelliği tüm dünyanın dilinde! Fakat bilindiğinin aksine güzellik konusundaki tek şansları genleriyle ilgili değil. Dünyanın en güzel kadınlarının güneşlendiği Brezilya sahillerinde her an kumları selülit maskesi olarak kullanan bir kadınla karşılaşırsanız şaşırmayın! Çünkü Brezilya sahillerindeki kumla masaj yapmanın cildi ölü deriden arındırdığına inanılıyor ve bu doğal peeling etkisi kan dolaşımını da hızlandırdığı için selülit tedavisinde bir yöntem olarak kullanılıyor.
Parizyen Kadınların Tercihi Termal
Dünyanın en kıskanılan kadınlarının Fransa’nın romantik şehri Paris sokaklarında karşılaştığımız parizyen kadınlar olduğunu söylesek yanlış olmaz. Peki, dünya modasına yön veren o stil sahibi kadınların bu kadar güzel olmasının tek nedeni kıyafet seçimleri mi? Tabii ki değil! Onlar stil ikonu olmalarının yanı sıra ışıltılı ciltleri ve kusursuz görünüşleriyle de tüm dünyanın gözdesi. Peki, onların sahip olduğu bu güzelliği termal sulara borçlu olduklarını biliyor muydunuz? Fransa’nın güzelleri termal suyun içindeki oksijenin kan dolaşımını hızlandırarak cilt hücrelerine iyi geldiğini söylüyor. Neredeyse tüm Fransız kadınlarının büyülü bir güzelliğe sahip olduğunu düşünürsek bu konuda çok da haksız sayılmazlar diyebiliriz.
Sultanların Devrinde Hamam Kültürü
Tüm dünya kadınları arasında güzellikleri dilden dile dolaşan Osmanlı sultanlarının, doğal güzellik sırlarını merak ediyor musunuz? Bir devre damgasını vuran Osmanlı’nın güzel kadınları güzellikleri için hamam sefasını tercih ediyorlarmış. Eğlence dolu hamam ritüeli sırasında yaptıkları kesenin peeling etkisi yaratmasının ardından gül ve lavanta yağlarını nemlendirici olarak kullanıyorlarmış. Sabun ise cildi temizlemek için en büyük kozmetik ürünü o dönemlerde. Tabii sabunların en doğalı en kalitelisi seçilirmiş sarayın gözdeleri için… Osmanlı saraylarına getirilen tonlarca gül suyunun sebebi ise sadece cilt bakımı için değilmiş. Dönemin kadınlarının formunu gül suyu şerbetlerine borçlu olduğu da kulaktan kulağa dolaşan güzellik sırları arasında…(Mahmure)
diğer güzellik sırlarına buradan ulaşın.
Güzelliğin Çin’deki Başrol Oyuncusu: Beyaz Çay
Çin’deki bilinen adıyla ‘imparator çayı’ içerdiği yüksek antioksidan miktarıyla cilde en iyi gelen bitkiler arasında ilk sıraya oturuyor. Çinlilerin yaşlanmaya karşı açtıkları büyük savaşta en büyük silahları olan beyaz çay, kırışıklıkları önlüyor ve cilde pürüzsüz bir güzellik katıyor. Üstelik mucize çayın kullanıldığı tek alan cilt güzelliği de değil. Sağlıklı olan her şeyin peşine düşen Çinliler, günde 3 bardak beyaz çay içmenin yağları yakmaya ve zayıflamaya yardımcı olduğunu da söylüyor.
Brezilya Güzellerinin Sırrı Kumda Gizli!
Brezilya kadınlarının muhteşem güzelliği tüm dünyanın dilinde! Fakat bilindiğinin aksine güzellik konusundaki tek şansları genleriyle ilgili değil. Dünyanın en güzel kadınlarının güneşlendiği Brezilya sahillerinde her an kumları selülit maskesi olarak kullanan bir kadınla karşılaşırsanız şaşırmayın! Çünkü Brezilya sahillerindeki kumla masaj yapmanın cildi ölü deriden arındırdığına inanılıyor ve bu doğal peeling etkisi kan dolaşımını da hızlandırdığı için selülit tedavisinde bir yöntem olarak kullanılıyor.
Parizyen Kadınların Tercihi Termal
Dünyanın en kıskanılan kadınlarının Fransa’nın romantik şehri Paris sokaklarında karşılaştığımız parizyen kadınlar olduğunu söylesek yanlış olmaz. Peki, dünya modasına yön veren o stil sahibi kadınların bu kadar güzel olmasının tek nedeni kıyafet seçimleri mi? Tabii ki değil! Onlar stil ikonu olmalarının yanı sıra ışıltılı ciltleri ve kusursuz görünüşleriyle de tüm dünyanın gözdesi. Peki, onların sahip olduğu bu güzelliği termal sulara borçlu olduklarını biliyor muydunuz? Fransa’nın güzelleri termal suyun içindeki oksijenin kan dolaşımını hızlandırarak cilt hücrelerine iyi geldiğini söylüyor. Neredeyse tüm Fransız kadınlarının büyülü bir güzelliğe sahip olduğunu düşünürsek bu konuda çok da haksız sayılmazlar diyebiliriz.
Sultanların Devrinde Hamam Kültürü
Tüm dünya kadınları arasında güzellikleri dilden dile dolaşan Osmanlı sultanlarının, doğal güzellik sırlarını merak ediyor musunuz? Bir devre damgasını vuran Osmanlı’nın güzel kadınları güzellikleri için hamam sefasını tercih ediyorlarmış. Eğlence dolu hamam ritüeli sırasında yaptıkları kesenin peeling etkisi yaratmasının ardından gül ve lavanta yağlarını nemlendirici olarak kullanıyorlarmış. Sabun ise cildi temizlemek için en büyük kozmetik ürünü o dönemlerde. Tabii sabunların en doğalı en kalitelisi seçilirmiş sarayın gözdeleri için… Osmanlı saraylarına getirilen tonlarca gül suyunun sebebi ise sadece cilt bakımı için değilmiş. Dönemin kadınlarının formunu gül suyu şerbetlerine borçlu olduğu da kulaktan kulağa dolaşan güzellik sırları arasında…(Mahmure)
diğer güzellik sırlarına buradan ulaşın.
'Survivor' Sahra tatilde bikinili görüntülendi!
Survivor’ yarışması ile tanıdığımız Sahra Işık, yarışma sonrası soluğu Bodrum’da aldı.
Makaron'un haberine göre Bodrum'da görüntülenen yarışmacı düzgün fiziğiyla plajın ilgi odağı oldu.
Gazetecileri fark eden yarışmacı ayaküstü sohbet etti.
'Survivor' Sahra tatilde!
Sahra Işık, “Survivor bitti. Oyuncu olmak istiyorum. Teklifler gelirse değerlendireceğim” dedi.
Survivor Sahra diğer foto ve haberleri burada
Survivor Sahra Kimdir?
Makaron'un haberine göre Bodrum'da görüntülenen yarışmacı düzgün fiziğiyla plajın ilgi odağı oldu.
Gazetecileri fark eden yarışmacı ayaküstü sohbet etti.
'Survivor' Sahra tatilde!
Sahra Işık, “Survivor bitti. Oyuncu olmak istiyorum. Teklifler gelirse değerlendireceğim” dedi.
Survivor Sahra diğer foto ve haberleri burada
Survivor Sahra Kimdir?
Sakallı ipten yapılmış halı modelleri şahane ve dekoratif.
Sakallı ipler günümüzde en çok tercih edilen ipler arasında yerini alıyor. El işi ile uğraşanların büyük bir çoğunluğu, Bu özel ve gösterişli iplerle birbirinden güzel halılar yapıyorlar. Çocuk ve genç odalarında, mutfaklarda ve teraslarda kullanabileceğiniz, Sakallı ipten halı modelleri ve örneklerinin renkli ve güzel örneklerini sizlere sunuyoruz.
Diğer sakallı ip ile örülmüş halı modelleri burada
Diğer sakallı ip ile örülmüş halı modelleri burada
Asena Erkin dekolteyi abartınca!
Asena Erkin, Cihangir’deydi. Saçının sağ tarafını kazıttığı gözlerden kaçmadı.
Erkin’in göğüs kısımları açık olan kıyafetine önlem olarak yavaş adımlar atması olası bir kazayı önledi. Erkil, “Caner yok, ben de arkadaşlarımla gezmeye çıktım. Arabamı çekiyorsunuz ancak satacağım” dedi.
diğer Asena Erkin haberleri ve fotolarını buradan izleyebilirsiniz.
Erkin’in göğüs kısımları açık olan kıyafetine önlem olarak yavaş adımlar atması olası bir kazayı önledi. Erkil, “Caner yok, ben de arkadaşlarımla gezmeye çıktım. Arabamı çekiyorsunuz ancak satacağım” dedi.
diğer Asena Erkin haberleri ve fotolarını buradan izleyebilirsiniz.
62 yaşında geline 9 yaşında damat
Güney Afrika'da yaşayan 62 yaşındaki Helen Shabangu isim kadın, 9 yaşındaki Saneie Masilele'le ikinci kez evlendi.
Güney Afrika’da yaşayan Saneie Masileleadında 9 yaşındaki çocuk kendinden tam 53 yaş büyük 62 yaşında bir kadınla evlendi.
Bir yıl önce de aynı kadınla evlenerek dünyanın en genç damadı unvanını alan Saneie Masilele, yaşları 28 ile 38 arasında değişen beş çocuk annesiHelen Shabangu ile yeniden evlendi.
Yaklaşık 100 kişilik davetli gurubundan oluşan düğünde Helen’in uzun süreli kocası 66 yaşındaki Alfred Shabangu da tıpkı geçen sene olduğu gibi yerini aldı. Düğünde 62'lik gelinle 9'luk damat öpüşmeyi de ihmal etmedi.
Güney Afrika’da yaşayan Saneie Masileleadında 9 yaşındaki çocuk kendinden tam 53 yaş büyük 62 yaşında bir kadınla evlendi.
Bir yıl önce de aynı kadınla evlenerek dünyanın en genç damadı unvanını alan Saneie Masilele, yaşları 28 ile 38 arasında değişen beş çocuk annesiHelen Shabangu ile yeniden evlendi.
Yaklaşık 100 kişilik davetli gurubundan oluşan düğünde Helen’in uzun süreli kocası 66 yaşındaki Alfred Shabangu da tıpkı geçen sene olduğu gibi yerini aldı. Düğünde 62'lik gelinle 9'luk damat öpüşmeyi de ihmal etmedi.
Zayıflamak için yapılan 20 yanlış.
Diyetle ilgili her daim büyük bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez de bu kafa karışıklığını rakamlara döktü.
Geçtiğimiz bir yıl boyunca lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip, kadın-erkek 1.500 kişiyle birebir görüşerek 20 diyet efsanesini belirleyen Dönmez, yanlış inanışları bir basın toplantısıyla duyurdu. İşte doğru sanılan yanlışlar ve bu 1.500 kişiden yüzde kaçının bu yanlışlara inandığı...
1. Su içersem zayıflarım: %63
2. Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm: %96
3. Az uyursam daha hızlı kilo veririm: %40
4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım: %57
5. Saat 19.00'dan sonra bir şey yersem şişmanlarım: %37
6. Kalorisi düşük olan kepekli ürünlerle kolay kilo veririm: %58
7. Meyve, yemekten iki saat sonra yenilmelidir: %70
8. Açken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım: %74
9. Sabah aç karnına limon ya da greyfurt suyu içersem yağ yakarım: %76
10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım: %40
11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin son derece güvenli olduğuna inanıyorum: %96
12. Kilo vermek için üç beyazı hayatından çıkartmalısın: %72
13. Light ürünler kalorisizdir, istenildiği kadar yenilebilir: %95
14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur: %95
15. Maydanoz suyu zayıflamak için idealdir: %83
16. Hangi yöntemle olursa olsun, verilen kilolar geri alınır: %83
17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır: %66
18. Protein diyetleri zayıflamak için kolay bir yoldur: %79
19. ilaçlarıyla hızlı kilo veririm: %95
20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim: %88
Benzer konular.
sağlıklı zayıflama diyeti nasıl olmalı
Geçtiğimiz bir yıl boyunca lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip, kadın-erkek 1.500 kişiyle birebir görüşerek 20 diyet efsanesini belirleyen Dönmez, yanlış inanışları bir basın toplantısıyla duyurdu. İşte doğru sanılan yanlışlar ve bu 1.500 kişiden yüzde kaçının bu yanlışlara inandığı...
1. Su içersem zayıflarım: %63
2. Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm: %96
3. Az uyursam daha hızlı kilo veririm: %40
4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım: %57
5. Saat 19.00'dan sonra bir şey yersem şişmanlarım: %37
6. Kalorisi düşük olan kepekli ürünlerle kolay kilo veririm: %58
7. Meyve, yemekten iki saat sonra yenilmelidir: %70
8. Açken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım: %74
9. Sabah aç karnına limon ya da greyfurt suyu içersem yağ yakarım: %76
10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım: %40
11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin son derece güvenli olduğuna inanıyorum: %96
12. Kilo vermek için üç beyazı hayatından çıkartmalısın: %72
13. Light ürünler kalorisizdir, istenildiği kadar yenilebilir: %95
14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur: %95
15. Maydanoz suyu zayıflamak için idealdir: %83
16. Hangi yöntemle olursa olsun, verilen kilolar geri alınır: %83
17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır: %66
18. Protein diyetleri zayıflamak için kolay bir yoldur: %79
19. ilaçlarıyla hızlı kilo veririm: %95
20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim: %88
Benzer konular.
sağlıklı zayıflama diyeti nasıl olmalı
Kolsuz yazlık dantel örgü bayan kazak modeli
Kolsuz yazlık dantel örgü bayan kazak modeli
Son moda diğer yazlık bayan kolsuz file örgü kazak modelleri buradan takip edebilirsiniz.
Nurgül Yeşilçay kendini rolüne fazla kaptırınca ne oldu.
Nurgül Yeşilçay, rolüne kendini kaptırıp dengesini kaybedince...
Ayağında ayakkabı olduğu halde Yeşilçay’ın kesilen ayağına 10 dikiş atıldı. Doktorunun ayağının üzerine basmasını yasakladığı oyuncu için ekip arkadaşları “Kesin nazar değdi” yorumunu yaptı.
CEYLAN GİBİ SEKİYORUM
Ünlü sanatçı, bir gün dinlendikten sonra tekrar çekimlere başladı. Yeşilçay, "Zımba gibiyim. Ceylan gibi sekiyorum" dedi.
Ayağında ayakkabı olduğu halde Yeşilçay’ın kesilen ayağına 10 dikiş atıldı. Doktorunun ayağının üzerine basmasını yasakladığı oyuncu için ekip arkadaşları “Kesin nazar değdi” yorumunu yaptı.
CEYLAN GİBİ SEKİYORUM
Ünlü sanatçı, bir gün dinlendikten sonra tekrar çekimlere başladı. Yeşilçay, "Zımba gibiyim. Ceylan gibi sekiyorum" dedi.
19 Temmuz 2014 Cumartesi
AKP döneminde İsrail ile ticaret rekora koşuyor
Türkiye ile İsrail arasında 4 yıl önce 3 milyar dolar olan ticaret hacmi 2013’te rekor kırarak 5 milyar dolara ulaştı. İsrail Ekonomi Bakanı Naftali Bennett’e göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi bu sene yeni rekorunu kıracak.
İsrail ’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki gösteren muhalefet partileri, hükümetin söylemlerinin tersine ticari alanda bu ülke ile ticari ilişkileri hızla artırdığına dikkat çekti.
"NEREDEYSE İSRAİL’E HARP İLAN ETTİK, OYSA GERÇEKLER GÖRÜNDÜĞÜNDEN BİR HAYLİ FARKLI"
TBMM’de dün basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, sabah akşam Gazze’yi ağzından düşürmeyenlerin, İsrail’e petrol akıtılmasına aracılık etmekten hiç rahatsızlık duymadığını söyledi. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural da Meclis’teki toplantısında “Ateşli konuşmalara bakarsak neredeyse İsrail’e harp ilan ettik. Oysa gerçekler göründüğünden bir hayli farklı. 2002’de, yani AK Parti işbaşına geldiği yıl iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,2 milyar dolar iken bu rakam 2013’te 4,8 milyar doları aşmıştır. Siz kimi kandırıyorsunuz? Gemicikleriniz İsrail limanlarında harıl harıl ticaret yapıyor. Kuzey Irak’tan Gazze’yi vuran uçaklara yakıt taşıyorsunuz.” dedi.
"TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA TİCARET GİDEREK BÜYÜYOR"
Rakamlar, muhalefet parti temsilcilerinin iddialarını doğrular nitelikte. Türkiye ile İsrail arasında ticaret giderek büyüyor. 2013 yılında ilk 6 ayda İsrail, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 24. ülke iken, bu sene en fazla ihracat yaptığı 17. ülke konumuna ulaştı. İhracatta 7 basamak birden yükselen İsrail’e ihracat artışı yüzde 23 olurken, İsrail’den yapılan ithalat artışı da dikkat çekti. İlk 5 aylık ithalat rakamları, geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 27 artış sağladı. Bu, 974,7 milyon dolar olan 2013 ilk 5 aylık ithalatının bu yıl ilk 5 ayında 1,247 milyar dolara ulaştığı anlamına geliyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2008 yılında 3,4 milyar dolar iken, rakam 2010’da 3 milyar dolara, 2011 yılında 4,4 milyar dolara ulaşmıştı. Türkiye-İsrail ticaret hacmi, 2012’de yine 4 milyar doları aştı, 2013’te ise 5 milyar dolar olarak kaydedilen ticaret hacmi, İsrail Ekonomi Bakanı Naftali Bennett’e göre bu sene yeni rekorunu kıracak.
"BU SENE YENİ REKOR KIRALABİLİR"
İsrail Ekonomi Bakanı Bennett, temmuzda Türkiye-İsrail ticaret hacmine değinerek, “2013’teki Türkiye-İsrail arasındaki ticaret rekorunun ardından 4 ayda ihracatımız yüzde 25 artışla 949,2 milyon dolara ulaştı. Türkiye’den ithalat ise yüzde 21 arttı. Bu, 2013’te iki ülke ticaretinde kırılan rekorun bu sene tekrar kırılabileceğine işaret. Bunun için 2014’ün ilk üç ayındaki trendin devam etmesi yeterli.” açıklamasında bulunmuştu.
"İSRAİL’İN TÜRKİYE’YE İHRACATININ YÜZDE 70’İNİ KİMYASALLAR OLUŞTURUYOR"
Konu ile ilgili gazetecilere birçok kez açıklamada bulunan İsrail Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Müdürü Ehud Cohen de Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkisinin hızlı geliştiğini, bunun Türkiye’nin İsrail’de yatırımını da teşvik ettiğini vurgulamıştı. Mayısta bazı Türk şirketleri yöneticilerinden oluşan delegasyon İsrail’deki bir konferansa katılmak için İsrail’e gitmişti. Burada ileri teknoloji konulu konuşmalar yapılmıştı. İsrail’in Türkiye’ye ihracatının yüzde 70’ini kimyasallar oluşturuyor. Bunların başında Oil Refineries ve Carmel Olefins şirketlerinden yapılan ithalat geliyor. Yüzde 9 oranında plastik ve lastik mamulleri ithalatı yapılıyor. Yüzde 6,5 oranında da elektrikli ekipmanların ithalatı yapılıyor. İsrail ise Türkiye’den çok çeşitli malzemeler alıyor. Plastik, lastik, mineral, tekstil, beton, seramik, cam makineleri ve otomotiv sektörü ile ilgili alım yapıyor.
İsrail ’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki gösteren muhalefet partileri, hükümetin söylemlerinin tersine ticari alanda bu ülke ile ticari ilişkileri hızla artırdığına dikkat çekti.
"NEREDEYSE İSRAİL’E HARP İLAN ETTİK, OYSA GERÇEKLER GÖRÜNDÜĞÜNDEN BİR HAYLİ FARKLI"
TBMM’de dün basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, sabah akşam Gazze’yi ağzından düşürmeyenlerin, İsrail’e petrol akıtılmasına aracılık etmekten hiç rahatsızlık duymadığını söyledi. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural da Meclis’teki toplantısında “Ateşli konuşmalara bakarsak neredeyse İsrail’e harp ilan ettik. Oysa gerçekler göründüğünden bir hayli farklı. 2002’de, yani AK Parti işbaşına geldiği yıl iki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,2 milyar dolar iken bu rakam 2013’te 4,8 milyar doları aşmıştır. Siz kimi kandırıyorsunuz? Gemicikleriniz İsrail limanlarında harıl harıl ticaret yapıyor. Kuzey Irak’tan Gazze’yi vuran uçaklara yakıt taşıyorsunuz.” dedi.
"TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA TİCARET GİDEREK BÜYÜYOR"
Rakamlar, muhalefet parti temsilcilerinin iddialarını doğrular nitelikte. Türkiye ile İsrail arasında ticaret giderek büyüyor. 2013 yılında ilk 6 ayda İsrail, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 24. ülke iken, bu sene en fazla ihracat yaptığı 17. ülke konumuna ulaştı. İhracatta 7 basamak birden yükselen İsrail’e ihracat artışı yüzde 23 olurken, İsrail’den yapılan ithalat artışı da dikkat çekti. İlk 5 aylık ithalat rakamları, geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 27 artış sağladı. Bu, 974,7 milyon dolar olan 2013 ilk 5 aylık ithalatının bu yıl ilk 5 ayında 1,247 milyar dolara ulaştığı anlamına geliyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2008 yılında 3,4 milyar dolar iken, rakam 2010’da 3 milyar dolara, 2011 yılında 4,4 milyar dolara ulaşmıştı. Türkiye-İsrail ticaret hacmi, 2012’de yine 4 milyar doları aştı, 2013’te ise 5 milyar dolar olarak kaydedilen ticaret hacmi, İsrail Ekonomi Bakanı Naftali Bennett’e göre bu sene yeni rekorunu kıracak.
"BU SENE YENİ REKOR KIRALABİLİR"
İsrail Ekonomi Bakanı Bennett, temmuzda Türkiye-İsrail ticaret hacmine değinerek, “2013’teki Türkiye-İsrail arasındaki ticaret rekorunun ardından 4 ayda ihracatımız yüzde 25 artışla 949,2 milyon dolara ulaştı. Türkiye’den ithalat ise yüzde 21 arttı. Bu, 2013’te iki ülke ticaretinde kırılan rekorun bu sene tekrar kırılabileceğine işaret. Bunun için 2014’ün ilk üç ayındaki trendin devam etmesi yeterli.” açıklamasında bulunmuştu.
"İSRAİL’İN TÜRKİYE’YE İHRACATININ YÜZDE 70’İNİ KİMYASALLAR OLUŞTURUYOR"
Konu ile ilgili gazetecilere birçok kez açıklamada bulunan İsrail Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Müdürü Ehud Cohen de Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkisinin hızlı geliştiğini, bunun Türkiye’nin İsrail’de yatırımını da teşvik ettiğini vurgulamıştı. Mayısta bazı Türk şirketleri yöneticilerinden oluşan delegasyon İsrail’deki bir konferansa katılmak için İsrail’e gitmişti. Burada ileri teknoloji konulu konuşmalar yapılmıştı. İsrail’in Türkiye’ye ihracatının yüzde 70’ini kimyasallar oluşturuyor. Bunların başında Oil Refineries ve Carmel Olefins şirketlerinden yapılan ithalat geliyor. Yüzde 9 oranında plastik ve lastik mamulleri ithalatı yapılıyor. Yüzde 6,5 oranında da elektrikli ekipmanların ithalatı yapılıyor. İsrail ise Türkiye’den çok çeşitli malzemeler alıyor. Plastik, lastik, mineral, tekstil, beton, seramik, cam makineleri ve otomotiv sektörü ile ilgili alım yapıyor.
18 Temmuz 2014 Cuma
Türüt 18 yıllık eşini boşadı!
Boşanmak İsmail Türüt'e Pahalıya Patladı!
18 yıllık eşi Ayşe Türüt'ten boşanan İsmail Türüt yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kaldı. İsmail Türüt mahkeme tarafından haksız bulundu ve 500 bin lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Ayşe Türüt, İsmail Türüt'ün kendisini aldattığını söyledi. Boşanmak İsmail Türüt'e pahalıya patladı!
İSMAİL TÜRÜT'E TAZMİNAT ŞOKU!
Yılların sanatçısı İsmail Türüt 18 yıllık eşi Ayşe Türüt ile boşandı. Ayşe Türüt, eşinin evini ve çocuklarını ihmal ettiğini söyledi. İsmail Türüt ile kaçarak ve severek evlendiklerini söyleyen Ayşe Türüt, kendisi adına yazdığı türkülerin de bulunduğunu söyledi. Ayşe Türüt, dava açıldıktan sonra İsmail Türüt'ün çocuklarını eğitim açısından mağdur ettiğini söyledi. Eğitim ödemeleri yapılmadığı için büyük kızlarının okulu bırakmak istediğini söyleyen Ayşe Türk, yurtdışında okuyan çocukları Miraç'ın da, ödeme yapılmadığı için lise diploması alamadığını söyledi. Ayşe Türüt ayrıca İsmail Türüt'ün kendisini 1997 yılından beri N.T. isimli bir kadınla aldattığını söyledi. Ayşe Türüt 750 bin lira maddi ve 1 milyon lira da manevi tazminat talebinde bulundu.
Türkücü İsmail Türüt yaptığı savunmada, N.T. isimli arkadaşı ile Ayşe Türüt'ün tanıştığını belirtti. Ayşe Türüt ile ayrılmasına neden olan şeyin N. hanım olmadığını söyleyen İsmail Türüt, eşinin annesine ve babasına saygısızlık yaptığını söyledi. Aile değerlerinin çok önemli olduğunu söyleyen İsmail Türüt, annesine karşı Ayşe Türüt'ün saygısızca davrandığını belirtti. İstenen nafakayı çok zor şartlarda ödediğini söyleyen İsmail Türüt nafaka takdir edildikten sonra Miraç'ın yurt dışındaki eğitim giderlerini nafakaya dahil olduğunu düşünerek ödemediğini söyledi.
İsmail Türüt, Ayşe Türüt'ün kendisini çocuklarıyla ilgilenmeyen bir baba gibi göstererek şöhretine zarar verdiğini, televizyonlarda hakkında konuştuğunu belirtti. Mahkeme açıkladığı kararında İsmail Türüt'ü haksız buldu. İsmail Türüt 250 bin maddi 250 bin manevi tazminat ödeyecek. Ayrıca Ayşe Türüt'e her ay 4 bin lira nafaka ödeyecek. Kanada da eğitim gören 17 yaşındaki Mirat Türüt'ün diplomasını alabilmesi için de 23.500 dolar ödeyecek. Mahkeme çocukların velayetini de Ayşe Türüt'e verdi.
18 yıllık eşi Ayşe Türüt'ten boşanan İsmail Türüt yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kaldı. İsmail Türüt mahkeme tarafından haksız bulundu ve 500 bin lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Ayşe Türüt, İsmail Türüt'ün kendisini aldattığını söyledi. Boşanmak İsmail Türüt'e pahalıya patladı!
İSMAİL TÜRÜT'E TAZMİNAT ŞOKU!
Yılların sanatçısı İsmail Türüt 18 yıllık eşi Ayşe Türüt ile boşandı. Ayşe Türüt, eşinin evini ve çocuklarını ihmal ettiğini söyledi. İsmail Türüt ile kaçarak ve severek evlendiklerini söyleyen Ayşe Türüt, kendisi adına yazdığı türkülerin de bulunduğunu söyledi. Ayşe Türüt, dava açıldıktan sonra İsmail Türüt'ün çocuklarını eğitim açısından mağdur ettiğini söyledi. Eğitim ödemeleri yapılmadığı için büyük kızlarının okulu bırakmak istediğini söyleyen Ayşe Türk, yurtdışında okuyan çocukları Miraç'ın da, ödeme yapılmadığı için lise diploması alamadığını söyledi. Ayşe Türüt ayrıca İsmail Türüt'ün kendisini 1997 yılından beri N.T. isimli bir kadınla aldattığını söyledi. Ayşe Türüt 750 bin lira maddi ve 1 milyon lira da manevi tazminat talebinde bulundu.
Türkücü İsmail Türüt yaptığı savunmada, N.T. isimli arkadaşı ile Ayşe Türüt'ün tanıştığını belirtti. Ayşe Türüt ile ayrılmasına neden olan şeyin N. hanım olmadığını söyleyen İsmail Türüt, eşinin annesine ve babasına saygısızlık yaptığını söyledi. Aile değerlerinin çok önemli olduğunu söyleyen İsmail Türüt, annesine karşı Ayşe Türüt'ün saygısızca davrandığını belirtti. İstenen nafakayı çok zor şartlarda ödediğini söyleyen İsmail Türüt nafaka takdir edildikten sonra Miraç'ın yurt dışındaki eğitim giderlerini nafakaya dahil olduğunu düşünerek ödemediğini söyledi.
İsmail Türüt, Ayşe Türüt'ün kendisini çocuklarıyla ilgilenmeyen bir baba gibi göstererek şöhretine zarar verdiğini, televizyonlarda hakkında konuştuğunu belirtti. Mahkeme açıkladığı kararında İsmail Türüt'ü haksız buldu. İsmail Türüt 250 bin maddi 250 bin manevi tazminat ödeyecek. Ayrıca Ayşe Türüt'e her ay 4 bin lira nafaka ödeyecek. Kanada da eğitim gören 17 yaşındaki Mirat Türüt'ün diplomasını alabilmesi için de 23.500 dolar ödeyecek. Mahkeme çocukların velayetini de Ayşe Türüt'e verdi.
17 Temmuz 2014 Perşembe
Benzinlikte çırıl çıplak alışveriş.
34 yaşındaki Müşteri Cezar Zamadzki vasıtası ile cep telefonuna çekilen görüntüler sosyal medya vasıtasıyla hızlı bir biçimde bütün dünyaya yayıldı.
Cezar Zamadzki “Dışarısı fazla aşırı sıcak, yaklaşık 30 dereceydi lakin beni azami şaşırtan kadının çırıp çıplak olması ve çıplak alışveriş etmek fazla aşırı normalmiş benzeri davranmasıydı. Bizim buralarda böyle çıplak kişiye hiç rastlanmadı. Kadın bir sandviç ve meşrubat alarak dükkandan ayrılırken başka müşteriler tepki göstermediler lakin şaşırdılar” dedi. Cezar Zamandzki, kadının içkili veya uyuşturucu almış vaziyette olmadığını belirterek, sabırla sırada bekleyip, sırası gelince alışverişini yapıp dışarı çıktığını söyledi.
Özge Özpirinççi yeni aşkı ile sokakta öpüştü.
Özge Özpirinççi yeni aşkı Burak Yamantürk'le çok samimi görüntüleri ikili kimseye aldırış etmeden öpüştü.
Engin Altan Düzyatan'ın eski aşkı Özge Özpirinç dizi aşkı Burak Yamantürk'le çok samimi görüntüleri ortaya çıktı. İkili kimseye aldırış etmeden öpüştü..
Engin Altan Düzyatan'ın eski aşkı Özge Özpirinç dizi aşkı Burak Yamantürk'le çok samimi görüntüleri ortaya çıktı. İkili kimseye aldırış etmeden öpüştü.. Dizide iki sevgiliyi canlandıran, birkaç hafta önce Bodrum tatilinde de birlikte görüntülenen Özpirinçci ve Yamantürk, haklarında çıkan aşk dedikodularını el ele görüntü vererek doğruladı. Çift, önceki akşam Bebek’te ilk kez ele ele objektife yansıdı.
Botlara dikkat
Burak Yamantürk’ün yaz sıcağında giydiği botlar dikkat çekti.
Engin Altan Düzyatan'ın eski aşkı Özge Özpirinç dizi aşkı Burak Yamantürk'le çok samimi görüntüleri ortaya çıktı. İkili kimseye aldırış etmeden öpüştü..
Engin Altan Düzyatan'ın eski aşkı Özge Özpirinç dizi aşkı Burak Yamantürk'le çok samimi görüntüleri ortaya çıktı. İkili kimseye aldırış etmeden öpüştü.. Dizide iki sevgiliyi canlandıran, birkaç hafta önce Bodrum tatilinde de birlikte görüntülenen Özpirinçci ve Yamantürk, haklarında çıkan aşk dedikodularını el ele görüntü vererek doğruladı. Çift, önceki akşam Bebek’te ilk kez ele ele objektife yansıdı.
Botlara dikkat
Burak Yamantürk’ün yaz sıcağında giydiği botlar dikkat çekti.
Survivor yarışmacıları Merve ve Gökhan büyük aşk yaşıyor.
Survivor 2014'un son 4'e giren 2 başarılı yarışmacısı Gökhan Keser ve Merve Aydın aşkı gündeme bomba gibi düştü. İnstagram'da bir birlerine aşk mesajları atan ve el ele görüntülenen Merve Aydın Gökhan Keser aşklarını inkar edemediler.
Adı “Survivor” yarışmasındaki takım arkadaşı Merve Aydın’la anılan Gökhan Keser, aşk iddiasına yanıt verdi.
Keser, katıldığı televizyon programında “Evet, Merve’yle aramızda bir şey var. Benim bir kız kardeşim var. Merve de adada çok güvendiğim birkaç isimden biriydi. Artık o da benim kardeşim” dedi.
Gökhan Keser Kimdir?
1987 İzmir doğumlu Gökhan Keser, aslen Rize Pazarlı bir ailenin oğludur. 14 yaşında hobi olarak başladığı modellik kariyerine birçok şey sığdırdı. Yurt içinde ve yurt dışında sayısız işler gerçekleştiren Keser,hobi olarak başladığı bu yolda Türkiye'nin belli başlı isimleri arasında yerini aldı. Bir yandan hayaline giden yolda "Ekol Drama Sanat Evi"nde Ayla Algan'dan oyunculuk eğitimi alırken, bir yandan da Sevingül Bahadır, Gül Sabar, Kevork Tavityan, Randy Esen gibi birbirinden önemli isimlerden şan eğitimi almaya başladı.
Elde ettiği başarılarla beraber,gelen teklifler arasından 2006 yılında Selena dizisi ile kamera önüne geçerek geniş bir hayran kitlesi edindi. 2007 senesinde en başından beri yapmak istediği tek iş ve en büyük hedefi olan,müzikal kariyeri için albüm çalışmalarına ağırlık verdi.Çalışmalarına devam ederken 2008'de Zerrin Özer'in "Ömür Geçiyor" albümünün vokallerinde de bulundu.
2008 yılında "Hepsi" grubuyla birlikte yönetmenliğini Mete Özgencil'in yaptığı "Kayıp Çocuklar Cenneti" isimli sinema filminde başrolü paylaştı. Tanıtımları sinema salonlarında da dönen bu film yapımcılardan kaynaklanan sebeplerden dolayı yarım kaldı ve vizyona giremedi.
Yıllardır hayalini kurduğu sahnelere Türkiye'nin önde gelen en önemli kadın solistlerinden Sıla ile adım atan Keser; uzun süre sahnede Sıla'ya vokalist olarak eşlik etti. Sıla'nın "İnşallah" ve "Kafa" video kliplerinde de bulunan Keser sanatçının 3. Albümü "Konuşmadığımız Şeyler Var"ın vokallerinde de bulundu.
2011 yılının Nisan ayında "Sıla" ile düet yaptığı; sözleri Sıla Gençoğlu, müziği ise Sıla Gençoğlu ve Efe Bahadır imzalı "Hadi Ordan" adlı single'ını radyolar ve dijital platformlar aracılığıyla müzikseverlerin beğenisine sunarak müzik kariyerindeki ilk işini gerçekleştirdi.
Gökhan Keser'in "Sony Music" etiketiyle 2012 yılının Ocak ayında raflardaki yerini alan kendi adını taşıyan albümünün prodüktörlüğünü Sıla Gençoğlu ve Efe Bahadır yaptı. Albümün, sözü Sıla Gençoğlu ve Gökhan Keser'e, bestesi Gökhan Keser'e ait olan çıkış şarkısı ve klibi "En Kötü Günümüz Böyle Olsun" sosyal medyada da büyük beğeni toplayarak müzik listelerine üst sıralardan giriş yaptı. Ardından kliplendirdiği "Bazen" ve "Seninle Bozdum" şarkılarıyla ivmesini her geçen gün yükseltip başarılarına yenilerini ekliyor.
Merve Aydın Kimdir?
17 Mart 1990, Bakırköy, İstanbul Türk atlet.
ENKA spor kulübünün atletizm branşı sporcusudur.2008'de Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası ve 2011'de Avrupa 23 yaş altı Atletizm Şampiyonası'nda 800 metre koşuda gümüş madalya kazanmıştır. Aynı yıl Dünya Üniversite Yaz Oyunları'nda 4x400 bayrak yarışında ikinci gümüş madalyasını da kazanmış ve Avrupa 23 yaş altı Atletizm Şampiyonası'ndaki performansı ile Dünya – Olimpiyat B barajını da geçmiştir.
Londra 2012 Yaz Olimpiyatları kadınlar 800 metre seçmelerinde 2.seride yarışan sporcu, yarış esnasında sakatlanarak 3:24.35'lik dereceyle serisini sonuncu olarak bitirdi. Sakatlık acısı nedeniyle ağlayarak yarışa devam edip bitirmesi, onu manşetlere taşımıştır.
12 Haziran 2012 tarihinde Beyaz Rusya'da Olimpiyat seçmeleri kapsamındaki yarışta koştuğu 2:00.23'lük derece ile 800 m Türkiye rekorunun sahibidir.
Adı “Survivor” yarışmasındaki takım arkadaşı Merve Aydın’la anılan Gökhan Keser, aşk iddiasına yanıt verdi.
Keser, katıldığı televizyon programında “Evet, Merve’yle aramızda bir şey var. Benim bir kız kardeşim var. Merve de adada çok güvendiğim birkaç isimden biriydi. Artık o da benim kardeşim” dedi.
Gökhan Keser Kimdir?
1987 İzmir doğumlu Gökhan Keser, aslen Rize Pazarlı bir ailenin oğludur. 14 yaşında hobi olarak başladığı modellik kariyerine birçok şey sığdırdı. Yurt içinde ve yurt dışında sayısız işler gerçekleştiren Keser,hobi olarak başladığı bu yolda Türkiye'nin belli başlı isimleri arasında yerini aldı. Bir yandan hayaline giden yolda "Ekol Drama Sanat Evi"nde Ayla Algan'dan oyunculuk eğitimi alırken, bir yandan da Sevingül Bahadır, Gül Sabar, Kevork Tavityan, Randy Esen gibi birbirinden önemli isimlerden şan eğitimi almaya başladı.
Elde ettiği başarılarla beraber,gelen teklifler arasından 2006 yılında Selena dizisi ile kamera önüne geçerek geniş bir hayran kitlesi edindi. 2007 senesinde en başından beri yapmak istediği tek iş ve en büyük hedefi olan,müzikal kariyeri için albüm çalışmalarına ağırlık verdi.Çalışmalarına devam ederken 2008'de Zerrin Özer'in "Ömür Geçiyor" albümünün vokallerinde de bulundu.
2008 yılında "Hepsi" grubuyla birlikte yönetmenliğini Mete Özgencil'in yaptığı "Kayıp Çocuklar Cenneti" isimli sinema filminde başrolü paylaştı. Tanıtımları sinema salonlarında da dönen bu film yapımcılardan kaynaklanan sebeplerden dolayı yarım kaldı ve vizyona giremedi.
Yıllardır hayalini kurduğu sahnelere Türkiye'nin önde gelen en önemli kadın solistlerinden Sıla ile adım atan Keser; uzun süre sahnede Sıla'ya vokalist olarak eşlik etti. Sıla'nın "İnşallah" ve "Kafa" video kliplerinde de bulunan Keser sanatçının 3. Albümü "Konuşmadığımız Şeyler Var"ın vokallerinde de bulundu.
2011 yılının Nisan ayında "Sıla" ile düet yaptığı; sözleri Sıla Gençoğlu, müziği ise Sıla Gençoğlu ve Efe Bahadır imzalı "Hadi Ordan" adlı single'ını radyolar ve dijital platformlar aracılığıyla müzikseverlerin beğenisine sunarak müzik kariyerindeki ilk işini gerçekleştirdi.
Gökhan Keser'in "Sony Music" etiketiyle 2012 yılının Ocak ayında raflardaki yerini alan kendi adını taşıyan albümünün prodüktörlüğünü Sıla Gençoğlu ve Efe Bahadır yaptı. Albümün, sözü Sıla Gençoğlu ve Gökhan Keser'e, bestesi Gökhan Keser'e ait olan çıkış şarkısı ve klibi "En Kötü Günümüz Böyle Olsun" sosyal medyada da büyük beğeni toplayarak müzik listelerine üst sıralardan giriş yaptı. Ardından kliplendirdiği "Bazen" ve "Seninle Bozdum" şarkılarıyla ivmesini her geçen gün yükseltip başarılarına yenilerini ekliyor.
Merve Aydın Kimdir?
17 Mart 1990, Bakırköy, İstanbul Türk atlet.
ENKA spor kulübünün atletizm branşı sporcusudur.2008'de Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası ve 2011'de Avrupa 23 yaş altı Atletizm Şampiyonası'nda 800 metre koşuda gümüş madalya kazanmıştır. Aynı yıl Dünya Üniversite Yaz Oyunları'nda 4x400 bayrak yarışında ikinci gümüş madalyasını da kazanmış ve Avrupa 23 yaş altı Atletizm Şampiyonası'ndaki performansı ile Dünya – Olimpiyat B barajını da geçmiştir.
Londra 2012 Yaz Olimpiyatları kadınlar 800 metre seçmelerinde 2.seride yarışan sporcu, yarış esnasında sakatlanarak 3:24.35'lik dereceyle serisini sonuncu olarak bitirdi. Sakatlık acısı nedeniyle ağlayarak yarışa devam edip bitirmesi, onu manşetlere taşımıştır.
12 Haziran 2012 tarihinde Beyaz Rusya'da Olimpiyat seçmeleri kapsamındaki yarışta koştuğu 2:00.23'lük derece ile 800 m Türkiye rekorunun sahibidir.
Gergedan böceği dişisi neden uzun boynuzlu erkekleri tercih ediyor?
Gergedan böcekleri (Dynastinae ailesi), isimlerinden de anlaşılabileceği gibi gergedan benzeri boynuzları ile bilinen bir böcek ailesidir. Ciddi büyüklükteki, çatallı boynuzları ile bilinirler; ancak bu boynuzlar nasıl evrimleşmiştir?
Bir gergedan böceği erkeği çiftleşme zamanı geldiğinde öncelikle bir beslenme alanı bulmak zorundadır. Bu alanlar genellikle ağaçların reçine salgıladıkları yarıklar ve etrafındadır. Ancak gergedan böceklerinin çiftleşme için uygun buldukları bu beslenme alanları az sayıdadır ve bu alanlara talip olan çok sayıda erkek bulunur. Dolayısıyla gergedan böcekleri bu alanlar için diğer erkeklerle savaşmak zorundadırlar. Yapılan incelemelerde, bazı diğer faktörlerle birlikte, en uzun ve büyük boynuza sahip erkeklerin bu savaşları kazandığı görülmüştür. Ancak yine de, bu boynuzlar ilk etapta nasıl evrimleşmiştir?
Bunu açığa çıkarmak isteyen evrimsel biyologlar, gergedan böceklerinin boynuzlarını ve bu boynuzların popülasyon içerisindeki dağılımını analiz etmişlerdir. Keşifleri oldukça ilginçtir (ancak bir o kadar da evrimsel biyoloji açısından tam da beklendiği gibidir): boynuzlar, popülasyon içerisinde çok ciddi bir çeşitlilik ve dağılım göstermektedir. Boyutları, mikro düzeyde küçük olanlardan, vücudun %66'sı kadar uzun olanlara kadar değişmektedir. Üstelik bu boynuzlar, besin maddelerine karşı oldukça hassastır ve iyi beslenen bir erkeğin boynuzu diğerlerinden daha fazla uzamaktadır. Dolayısıyla büyük boynuzlu bir erkek sadece güçlü değil, aynı zamanda besin bulma konusunda da genetik ve davranışsal olarak becerikli birey anlamına gelmektedir. Üstelik araştırmacılar, gergedan böceği erkeklerinin bu boynuzları beslenmeden büyütemediğini keşfetmişlerdir: yani genetik bir temel olmasına rağmen, çevresel bir katkı olması gerekmektedir. Bu da dişilerin en verimli ve en becerikli erkekleri seçebilmesi için bir avantajdır.
Böylesi bir boynuzun avantajları oldukça açıktır; ancak evrimsel biyolojinin en önemli analizlerinden bir diğeri, masraf analizidir. Yapılan incelemeler, vücutlarının 3'te 2'si kadar uzunlukta olan bu boynuzların uçma konusunda çok ciddi sorunlar yarattığını göstermiştir. Yani cinsel açıdan başarılı olmak için evrimleşen bir özellik, hayatta kalma konusunda sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Ki bu, türlerin özelliklerinin evrimsel değişimini tetikleyen ana unsurlardan biridir.
Bunu çözmek için gergedan böcekleri farklı bir evrimsel sürece girmişlerdir: boynuzları hafifletmek... Birçok gergedan böceğinin boynuzu oldukça hafiftir (bu da bir dağılım ve çeşitlilik göstermektedir) ve uçma sırasında çok fazla yük olmaz. Yapılan analizlerde, bazı devasa boynuzların canlıya sadece %3'lük bir ekstra kuvvet ihtiyacı doğurduğu keşfedilmiştir. Bu devasa yapıların bu şekilde gelişebilmesi, doğal seçilimin baskısını kırarak cinselliğin önemini arttırmakta ve bu sebeple her nesilde daha büyük boynuzlu gergedan böcekleri başarılı olabilmektedir.
Bir gergedan böceği erkeği çiftleşme zamanı geldiğinde öncelikle bir beslenme alanı bulmak zorundadır. Bu alanlar genellikle ağaçların reçine salgıladıkları yarıklar ve etrafındadır. Ancak gergedan böceklerinin çiftleşme için uygun buldukları bu beslenme alanları az sayıdadır ve bu alanlara talip olan çok sayıda erkek bulunur. Dolayısıyla gergedan böcekleri bu alanlar için diğer erkeklerle savaşmak zorundadırlar. Yapılan incelemelerde, bazı diğer faktörlerle birlikte, en uzun ve büyük boynuza sahip erkeklerin bu savaşları kazandığı görülmüştür. Ancak yine de, bu boynuzlar ilk etapta nasıl evrimleşmiştir?
Bunu açığa çıkarmak isteyen evrimsel biyologlar, gergedan böceklerinin boynuzlarını ve bu boynuzların popülasyon içerisindeki dağılımını analiz etmişlerdir. Keşifleri oldukça ilginçtir (ancak bir o kadar da evrimsel biyoloji açısından tam da beklendiği gibidir): boynuzlar, popülasyon içerisinde çok ciddi bir çeşitlilik ve dağılım göstermektedir. Boyutları, mikro düzeyde küçük olanlardan, vücudun %66'sı kadar uzun olanlara kadar değişmektedir. Üstelik bu boynuzlar, besin maddelerine karşı oldukça hassastır ve iyi beslenen bir erkeğin boynuzu diğerlerinden daha fazla uzamaktadır. Dolayısıyla büyük boynuzlu bir erkek sadece güçlü değil, aynı zamanda besin bulma konusunda da genetik ve davranışsal olarak becerikli birey anlamına gelmektedir. Üstelik araştırmacılar, gergedan böceği erkeklerinin bu boynuzları beslenmeden büyütemediğini keşfetmişlerdir: yani genetik bir temel olmasına rağmen, çevresel bir katkı olması gerekmektedir. Bu da dişilerin en verimli ve en becerikli erkekleri seçebilmesi için bir avantajdır.
Böylesi bir boynuzun avantajları oldukça açıktır; ancak evrimsel biyolojinin en önemli analizlerinden bir diğeri, masraf analizidir. Yapılan incelemeler, vücutlarının 3'te 2'si kadar uzunlukta olan bu boynuzların uçma konusunda çok ciddi sorunlar yarattığını göstermiştir. Yani cinsel açıdan başarılı olmak için evrimleşen bir özellik, hayatta kalma konusunda sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Ki bu, türlerin özelliklerinin evrimsel değişimini tetikleyen ana unsurlardan biridir.
Bunu çözmek için gergedan böcekleri farklı bir evrimsel sürece girmişlerdir: boynuzları hafifletmek... Birçok gergedan böceğinin boynuzu oldukça hafiftir (bu da bir dağılım ve çeşitlilik göstermektedir) ve uçma sırasında çok fazla yük olmaz. Yapılan analizlerde, bazı devasa boynuzların canlıya sadece %3'lük bir ekstra kuvvet ihtiyacı doğurduğu keşfedilmiştir. Bu devasa yapıların bu şekilde gelişebilmesi, doğal seçilimin baskısını kırarak cinselliğin önemini arttırmakta ve bu sebeple her nesilde daha büyük boynuzlu gergedan böcekleri başarılı olabilmektedir.
Sıla 1 Ayda Tam 12 Kilo Verdi?
Türkiye'nin başarılı ismi Sıla 1 ay içinde 12 kilo verdi. Sıla'nın sır gibi diyeti kilo problemi olanları oldukça meraklandırdı. Güzel şarkıcı Aşk acısını bu şekilde atlattı.
Sıla aşk acısını unutmak için kendini diyete verdi. Ramazandan önce güzel sanatçı tam 12 kilo verdi.
SILA 1 AYDA 12 KİLO VERDİ!
Özgür Mumcu ile aşk yaşayan Sıla, sevgilisinden ayrıldıktan sonra yeni kararlar almaya başladı.
Müziği kadar özel hayatıyla da gündeme gelen Sıla, aşk acısını forma girerek unutmaya çalıştı. Sıla Ramazan ayından önce 1 ayda 12 kilo verdi. Sıla'nın bu kadar kısa sürede bu kadar çok kiloyu vermesi herkesi şaşırttı.
Başarılı popçu Sıla, diyetisyene gitti ve bir beslenme çizelgesi hazırlattı. Sıla çok iştahlı olmamasına rağmen doğru şekilde beslenmediğinden kilo almıştı.
Tavuk yemeyen Sıla'ya özel bir diyet uygulandı. Sıla, protein ve meyve ağırlıklı beslenmeye başladı. Kiraz ve badem de yiyerek kilo veren Sıla, kısa sürede fazla kilolarından kurtuldu.
Sıla aşk acısını unutmak için kendini diyete verdi. Ramazandan önce güzel sanatçı tam 12 kilo verdi.
SILA 1 AYDA 12 KİLO VERDİ!
Özgür Mumcu ile aşk yaşayan Sıla, sevgilisinden ayrıldıktan sonra yeni kararlar almaya başladı.
Müziği kadar özel hayatıyla da gündeme gelen Sıla, aşk acısını forma girerek unutmaya çalıştı. Sıla Ramazan ayından önce 1 ayda 12 kilo verdi. Sıla'nın bu kadar kısa sürede bu kadar çok kiloyu vermesi herkesi şaşırttı.
Başarılı popçu Sıla, diyetisyene gitti ve bir beslenme çizelgesi hazırlattı. Sıla çok iştahlı olmamasına rağmen doğru şekilde beslenmediğinden kilo almıştı.
Tavuk yemeyen Sıla'ya özel bir diyet uygulandı. Sıla, protein ve meyve ağırlıklı beslenmeye başladı. Kiraz ve badem de yiyerek kilo veren Sıla, kısa sürede fazla kilolarından kurtuldu.
Bana 'Geber' diyor, 'sağol' diyorum
'Geber' diyor, 'sağol' diyorum
MS teşhisi konan Serdar Ortaç tedavi sürecinde sosyal medyadan yaptığı duygusal paylaşımlara açıklık getirdi.
Ortaç, ''Zaten hasta yatağımda 25 gün hiç çıkmadım. Hergün kortizon, elimde Twitter yapıcak bir şey yok. Adam "Geber" diyor. Bende “Sağ ol abi" yazıyorum. Öyle vakit geçiyor'' dedi. Hastalığına rağmen konserlere çıkmaya devam etmesi hakkında ise şarkıcı, "Anlaşmalar önceden yapıldı. Çıkmazsam tazminat öderim" diyerek tepki gösterdi.
MS teşhisi konan Serdar Ortaç tedavi sürecinde sosyal medyadan yaptığı duygusal paylaşımlara açıklık getirdi.
Ortaç, ''Zaten hasta yatağımda 25 gün hiç çıkmadım. Hergün kortizon, elimde Twitter yapıcak bir şey yok. Adam "Geber" diyor. Bende “Sağ ol abi" yazıyorum. Öyle vakit geçiyor'' dedi. Hastalığına rağmen konserlere çıkmaya devam etmesi hakkında ise şarkıcı, "Anlaşmalar önceden yapıldı. Çıkmazsam tazminat öderim" diyerek tepki gösterdi.
Müezzin bağış paralarını cebe indirdi.
Müezzin bağışı ‘cebe indirdi’
Aydın’ın Kuşadası ilçesinde Bayülgen Camii’nde müezzin 47 yaşındaki M.B.’nin cemaatten cuma namazı sonrası ihtiyaçlar için toplanan yardım paralarını cebine koyması, bir vatandaş tarafından kamerayla görüntülendi.
Görüntüde M.B.’nin elindeki karton kutuda biriken paraları sayar gibi yaptığı, ardından etrafa bakınıp kimsenin kendisini izlemediğinden emin olduktan sonra paraları ceketinin iç cebine attığı görüldü.
Aynı işlemi dört kez tekrarlayan ve her defasında paraları farklı bir cebine koyan müezzinin, yardım kutusuna atılan bozuk paraların bir bölümünü de aynı şekilde alması dikkati çekti.
Görevden alınmadı!
Olay sonrası vatandaşlar, kaydettikleri görüntüleri İlçe Müftülüğü’ne iletti. Bunun üzerine M.B., ilk olarak İlçe Müftülüğü’nün emrine alındı. M.B.’nin görevden alınmamasına vatandaşlar tepki gösterdi. İlçe Müftüsü İbrahim Türedioğlu müezzin hakkında soruşturma başlatıldığınısöyledi.
Aydın’ın Kuşadası ilçesinde Bayülgen Camii’nde müezzin 47 yaşındaki M.B.’nin cemaatten cuma namazı sonrası ihtiyaçlar için toplanan yardım paralarını cebine koyması, bir vatandaş tarafından kamerayla görüntülendi.
Görüntüde M.B.’nin elindeki karton kutuda biriken paraları sayar gibi yaptığı, ardından etrafa bakınıp kimsenin kendisini izlemediğinden emin olduktan sonra paraları ceketinin iç cebine attığı görüldü.
Aynı işlemi dört kez tekrarlayan ve her defasında paraları farklı bir cebine koyan müezzinin, yardım kutusuna atılan bozuk paraların bir bölümünü de aynı şekilde alması dikkati çekti.
Görevden alınmadı!
Olay sonrası vatandaşlar, kaydettikleri görüntüleri İlçe Müftülüğü’ne iletti. Bunun üzerine M.B., ilk olarak İlçe Müftülüğü’nün emrine alındı. M.B.’nin görevden alınmamasına vatandaşlar tepki gösterdi. İlçe Müftüsü İbrahim Türedioğlu müezzin hakkında soruşturma başlatıldığınısöyledi.
76 yıllık tatlıcıyı Lübnanlılar aldı
76 yıllık tatlıcıyı Lübnanlılar aldı
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt, Lübnan asıllı işadamı Mustafa Aşur’a satılıyor.
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt, Lübnan asıllı işadamı Mustafa Aşur’a satılıyor. Aşur’un sahibi oldu Infinity Invest Holding Anonim Şirketi, Özsüt’ün sahibi STG Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni satın almak için Rekabet Kurulu’na başvurdu. Rekabet Kurulu’nun onay vermesi halinde İzmir’in 76 yılık markası el değiştirecek.
İzmirliler, 1938 yılında Kemeraltı’ndaki dükkanda Sefer Usta’nın yoğurt ve kaymağıyla ile tanıştı. 1980 yılına gelindiğinde Sefer Usta’nın oğlu İbrahim Urlulu liderliğinde Özsüt muhallebisi olarak büyüdü. İlk şubesi, kuruluşundan 53 yıl sonra İzmir Alsancak’ta açılan Özsüt, 1996 yılında altı farklı şubede müşterilerini ağırlamaya devam etti. 2002 yılında şube sayısını 50’ye çıkarmayı başaran marka, 2014 yılının Mayıs ayında Azerbeycan’ın Bakü şehrindeki şubesini açtı. Azerbeycan ve Türkiye’deki 44 şehirde bulunan 185 bayisi ile müşterilerine hizmet vermeye devam eden Özsüt, bugün 10 bin metrekarelik fabrika alanı ve bin 500 metrekarelik soğuk hava deposu ile 3 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt’ün ortakları, satış için Rekabet Kurulu’na başvurdu. Özsüt ortaklarının şirkete talip olan Infinity Invest Holding Anonim Şirketi’nin Sahibi Mustafa Aşur’la görüşmeye başladığı öğrenildi. Lübnan asıllı bir işadamı olan Aşur, Türkiye, Ortadoğu ve Karadeniz’in en büyük petrol depolama ve lojistik firmalarından biri olan Delta Petrol’ün de ortağı. Aşur’un eşi Işık Keçeci Aşur’un ise Amerikan kahve zinciri Starbucks’ı Türkiye’ye getiren Ortadoğulu Alshaya’nın Türkiye Genel Müdürü ve Caffe Nero Türkiye’nin ortağı olduğu öğrenildi.
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt, Lübnan asıllı işadamı Mustafa Aşur’a satılıyor.
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt, Lübnan asıllı işadamı Mustafa Aşur’a satılıyor. Aşur’un sahibi oldu Infinity Invest Holding Anonim Şirketi, Özsüt’ün sahibi STG Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni satın almak için Rekabet Kurulu’na başvurdu. Rekabet Kurulu’nun onay vermesi halinde İzmir’in 76 yılık markası el değiştirecek.
İzmirliler, 1938 yılında Kemeraltı’ndaki dükkanda Sefer Usta’nın yoğurt ve kaymağıyla ile tanıştı. 1980 yılına gelindiğinde Sefer Usta’nın oğlu İbrahim Urlulu liderliğinde Özsüt muhallebisi olarak büyüdü. İlk şubesi, kuruluşundan 53 yıl sonra İzmir Alsancak’ta açılan Özsüt, 1996 yılında altı farklı şubede müşterilerini ağırlamaya devam etti. 2002 yılında şube sayısını 50’ye çıkarmayı başaran marka, 2014 yılının Mayıs ayında Azerbeycan’ın Bakü şehrindeki şubesini açtı. Azerbeycan ve Türkiye’deki 44 şehirde bulunan 185 bayisi ile müşterilerine hizmet vermeye devam eden Özsüt, bugün 10 bin metrekarelik fabrika alanı ve bin 500 metrekarelik soğuk hava deposu ile 3 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Türkiye çapında günlük pasta dağıtımı yapan tek firma olan Özsüt’ün ortakları, satış için Rekabet Kurulu’na başvurdu. Özsüt ortaklarının şirkete talip olan Infinity Invest Holding Anonim Şirketi’nin Sahibi Mustafa Aşur’la görüşmeye başladığı öğrenildi. Lübnan asıllı bir işadamı olan Aşur, Türkiye, Ortadoğu ve Karadeniz’in en büyük petrol depolama ve lojistik firmalarından biri olan Delta Petrol’ün de ortağı. Aşur’un eşi Işık Keçeci Aşur’un ise Amerikan kahve zinciri Starbucks’ı Türkiye’ye getiren Ortadoğulu Alshaya’nın Türkiye Genel Müdürü ve Caffe Nero Türkiye’nin ortağı olduğu öğrenildi.
8 Temmuz 2014 Salı
Özge Ulusoy: Bana sahip olacak Erkek!
Survivor yarışmasından sonra yıldızı hızla parlayan Özge Ulusoy artık hem ekranların hem de bir çok projenin aranılan ismi oldu. Özge Ulusoy'un iş hayatı olduğu özel hayatı da oldukça yoğun geçiyor. Özge Ulusoy bir dergi için verdiği röportajda oldukça ilginç açıklamalara imza attı.
Özge Ulusoy Hakan Baş ile yaşadığı çalkantılı aşk hayatından sonra resmen inzivaya çekilmişti. Özge Ulusoy Mari Clear dergisi için çok iddialı pozlar ile birlikte bir o kadar da iddialı açıklamalara imza attı.
Özge Ulusoy, 30 yaş sınırını geçmesiyle birlikte hayatında ve karakterinde yaşadığı önemli değişiklikleri Marie Claire dergisine anlattı.
Onunla buluşana dek benim için sadece eski bir balerin, model, sunucu ve oyuncuydu. Ancak karşılıklı oturduktan birkaç dakika sonra kalbini öyle bir içtenlikle açtı ki, hakkında okuduklarım ve biriktirdiğim bilgiler uçup gitti. O anlattıkça fiziksel özelliklerinden çok ruhu öne çıkıyordu. Şimdi hepiniz alışık olduğunuz Özge Ulusoy’u unutun! Sizleri bambaşka bir Özge ile hatta Özge’nin ta kendisiyle tanıştırmama izin verin. 31 yaşına girmesiyle yaşadığı değişikliği şöyle özetliyor: “30 yaş bitene kadar sislidir her şey... Şimdi sisten çıkmış gibiyim; daha berrak görüyorum etrafımdaki her şeyi ve herkesi!”
Özge Ulusoy kendi kendine yetebilen biri. Ancak aile kavramına da sonuna kadar açık... Bir gün evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı arzu ediyor. Ancak bir şartla! Ruh eşini bulduğu zaman, zira şu an kendisiyle baş başa olmaktan gayet mutlu.
BİR SÜRE ERKEK ENERJİSİ İSTEMİYORUM
Hayatında bir süre erkek enerjisi istemediğini anlatıyor ve ekliyor: “Ben bir kere âşık oldum. Ruh eşimi bir kere buldum ve kaybettim ama ikincisini de bulacağıma inanıyorum. İleride, beni ödül gibi bekleyen biri var. Bütün bu geçtiğim sınavlar da o ödül için. Hissediyorum!”
Evinin kapısını kapattıktan sonra nasıl biri olduğunu öğreniyorum ardından... “Eğer evdeysem kelimenin tam anlamıyla koltuktan hiç kalkmıyorum. İguana bir kayanın üzerine uzanır ve kalır ya sıcakta, ablam ve yeğenim de bana ‘iguana’ diye sesleniyor. İşim yoksa hareketsiz bir şekilde evde yatıp kitap okuyorum, film izliyorum. Onun dışında yalnız olmayı sevmeyen biriyim. Kapımı kapadığımda yalnızlıktan hoşlanmıyorum” diyor. Bir psikolog edasında hemen çocukluğuna inme kararı alıyor ve küçük Özge’yi soruyorum: “20 yaşıma kadar Ankara’da yaşadım, şanslı bir çocuktum. Lojmanlarda büyüdüm. Babam albaydı. Ben de bir nevi tatil köyünde büyüyor gibiydim. Sokakta dilediğim gibi oynuyordum. Çok güzel bir arkadaş grubum vardı ama pasiftim; az konuşan, ‘kafasına vur lokmasını al’ denilen cinsten bir çocuk... ”
BEN ŞÖHRETİ SİNDİRDİM
Güzellik hakkında ise yalın bir bakışa sahip Özge Ulusoy: “Aynaya baktığımda mutluysam güzel gözüküyorum çünkü mutlu kadın güzeldir. Hayat bir gün çok yukarıdayken bir gün çok aşağıda olabiliyor. İniş çıkışlara alışmamız gerekiyor. Zamanla özünde güzel bir hayatın olduğunu kabul etmeyi ve sana verilenlere şükretmeyi öğreniyorsun. Hayatta başıma kötü ne geldiyse arkasından onunla bağlantılı çok güzel şeyler geldi. Kısacası başıma gelen şeylerden sonra üzülmeyi bıraktım. Önemli olan her zaman daha iyisinin olacağına inanmak.”
Zaaflarını açıklamaktan korkmayan çok güçlü bir kadın o... Hatta yaşadığı kötü olaylarda önce kendi hatasını görmeyi başarıyor, “Hatalar olmasa yaşanmışlık olmaz!” diyor.
Zor olmasına rağmen çok iyi kadın dostları olduğunu anlatırken mevzu 30. yaş gününe gelip çatıyor. “Ne yaptınız o gece?” diyorum. “Unutulmayacak güzellikte geçmişti. O zamanki erkek arkadaşım sürpriz bir parti yapmıştı bana. Benim bile aklıma gelmeyecek arkadaşlarım çağrılmıştı. Çok güzel bir doğum günüydü. Umarım 40 da öyle olur” diye yanıt veriyor.
Ancak benim asıl merak ettiğim 30 yaş ile birlikte kendinde ne gibi farklılıklar keşfettiği: “Daha berrak görüyorum etrafı ve insanları ama bu son bir yılda değişti bende. 2013’ten sonra arınma yaşamaya başladık galiba. Etrafımdaki insanları elemeye başladım. Artık iç huzurum var. Özgür olmayı da çok özlemişim.”
19 yaşından beri göz önünde olan Özge Ulusoy, en çok da “Survivor”dan döndükten sonra sevildiğini hissetmeye başlamış: “Ben şöhreti sindirdiğimi düşünüyorum. Bir günde ünlü olmadım ve kimseye de öyle davranmıyorum ama bundan sonraki erkek arkadaşıma biraz ‘Özge Ulusoy’ tavrı yapacağım yoksa şımarıyorlar hemen.” (Gülüyor)
EVLİLİK DÖNEMİNDE OLDUĞUMA İNANMIYORUM
Evlilikten söz etmeden de olmaz... “Evlenmenin hislerle ilgili olduğuna inanıyorum. Şanslıyım ki; etrafımda evli arkadaşım çok az. Bir mahalle baskısı yok üzerimde. Sadece hayatımın ‘evlilik dönemi’nde olduğuma inanmıyorum. Doğru insan geldiğinde olacak. Şu an 31 yaşındayım, henüz çocuk sahibi olma hissi de yok içimde. Biyolojik saat de işlemiyor bana. Zaten şehirli kadının her şeyi gecikmeye başladı. Etrafımda o kadar kötü örnek görüyorum ki biraz korku da var. Öyle evlilik olacağına hiç olmasın.”
Bu kadar evlilik muhabbeti yeter diyoruz ve aşka direkt geçiş yapıyoruz: “Şu an kimseye âşık değilim, bir süre âşık olmayı da düşünmüyorum. Dinlenmem gerekiyor. Çok şey hissettim, üzüldüm, sıkıldım, sevindim, mutlu oldum ama şimdi bulunduğum andan ve hissettiğim duygudan memnunum. O yüzden hayatımda bir erkek olmasını istemiyorum. Kimseye de o gözle bakmıyorum. Dışarıdan bana o gözle bakan varsa buradan duyurulur, uzun bir süre benden uzak dursunlar. Boşa çıkar çabaları hakikaten!”
Tecrübelerle gelen korkular sonucu yaş aldıkça âşık olmanın daha zor olduğuna inanlardan mı yoksa aşktan korkanlardan mı; merak ediyorum. “Tekrar âşık olacağıma inanıyorum. İçimde çok garip bir his var; bir şey bekliyor beni ve o beklediği için bir sürü sınavdan geçiyorum. Bunu hep beraber göreceğiz. İleride biri var ve beni bekliyor. Bu çok gerçek bir his” diyor.
ERKEKLER BENİ ÜNÜM İÇİN Mİ SEVİYORLAR!
Babamla, annemle olduğumdan biraz daha uzak bir ilişkim var. Baba, kız evlada çok düşkün, gözünde görüyorsun sevgiyi ama her şey konuşulmuyor, çok kolay dokunulmuyor. O yüzden ben de erkek arkadaşlarımda önce şefkat arıyorum. İlk başta hepsi şefkatli zaten, işler bir süre sonra değişmeye başlıyor. Oysa ben gerçekten kadına değer veren bir erkek istiyorum hayatımda. Çünkü güzel kadına erkekler önce göz boyama niyetiyle geliyor. Ben ilişkimin en başından en sonuna kadar aynı insanım. Karşımdakinden de bunu bekliyorum. Her ilişkim için aynı şeyi söyleyemem tabii ki. Çok mutlu olduğum da oldu, çok zor ayrıldığım da, çok canımın acıdığı da... Son dönemlerde ise şu kompleksi yaşıyorum; zengin erkeklerde beni param için mi seviyor düşüncesi vardır ya, bende de beni ünüm, güzelliğim ve ismim için mi seviyor durumu var. Karşı tarafın beni aksine inandırması çok zorlaştı; çok emek vermesi gerekecek. Sonuna kadar dayanan kalır.
Özge Ulusoy Hakan Baş ile yaşadığı çalkantılı aşk hayatından sonra resmen inzivaya çekilmişti. Özge Ulusoy Mari Clear dergisi için çok iddialı pozlar ile birlikte bir o kadar da iddialı açıklamalara imza attı.
Özge Ulusoy, 30 yaş sınırını geçmesiyle birlikte hayatında ve karakterinde yaşadığı önemli değişiklikleri Marie Claire dergisine anlattı.
Onunla buluşana dek benim için sadece eski bir balerin, model, sunucu ve oyuncuydu. Ancak karşılıklı oturduktan birkaç dakika sonra kalbini öyle bir içtenlikle açtı ki, hakkında okuduklarım ve biriktirdiğim bilgiler uçup gitti. O anlattıkça fiziksel özelliklerinden çok ruhu öne çıkıyordu. Şimdi hepiniz alışık olduğunuz Özge Ulusoy’u unutun! Sizleri bambaşka bir Özge ile hatta Özge’nin ta kendisiyle tanıştırmama izin verin. 31 yaşına girmesiyle yaşadığı değişikliği şöyle özetliyor: “30 yaş bitene kadar sislidir her şey... Şimdi sisten çıkmış gibiyim; daha berrak görüyorum etrafımdaki her şeyi ve herkesi!”
Özge Ulusoy kendi kendine yetebilen biri. Ancak aile kavramına da sonuna kadar açık... Bir gün evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı arzu ediyor. Ancak bir şartla! Ruh eşini bulduğu zaman, zira şu an kendisiyle baş başa olmaktan gayet mutlu.
BİR SÜRE ERKEK ENERJİSİ İSTEMİYORUM
Hayatında bir süre erkek enerjisi istemediğini anlatıyor ve ekliyor: “Ben bir kere âşık oldum. Ruh eşimi bir kere buldum ve kaybettim ama ikincisini de bulacağıma inanıyorum. İleride, beni ödül gibi bekleyen biri var. Bütün bu geçtiğim sınavlar da o ödül için. Hissediyorum!”
Evinin kapısını kapattıktan sonra nasıl biri olduğunu öğreniyorum ardından... “Eğer evdeysem kelimenin tam anlamıyla koltuktan hiç kalkmıyorum. İguana bir kayanın üzerine uzanır ve kalır ya sıcakta, ablam ve yeğenim de bana ‘iguana’ diye sesleniyor. İşim yoksa hareketsiz bir şekilde evde yatıp kitap okuyorum, film izliyorum. Onun dışında yalnız olmayı sevmeyen biriyim. Kapımı kapadığımda yalnızlıktan hoşlanmıyorum” diyor. Bir psikolog edasında hemen çocukluğuna inme kararı alıyor ve küçük Özge’yi soruyorum: “20 yaşıma kadar Ankara’da yaşadım, şanslı bir çocuktum. Lojmanlarda büyüdüm. Babam albaydı. Ben de bir nevi tatil köyünde büyüyor gibiydim. Sokakta dilediğim gibi oynuyordum. Çok güzel bir arkadaş grubum vardı ama pasiftim; az konuşan, ‘kafasına vur lokmasını al’ denilen cinsten bir çocuk... ”
BEN ŞÖHRETİ SİNDİRDİM
Güzellik hakkında ise yalın bir bakışa sahip Özge Ulusoy: “Aynaya baktığımda mutluysam güzel gözüküyorum çünkü mutlu kadın güzeldir. Hayat bir gün çok yukarıdayken bir gün çok aşağıda olabiliyor. İniş çıkışlara alışmamız gerekiyor. Zamanla özünde güzel bir hayatın olduğunu kabul etmeyi ve sana verilenlere şükretmeyi öğreniyorsun. Hayatta başıma kötü ne geldiyse arkasından onunla bağlantılı çok güzel şeyler geldi. Kısacası başıma gelen şeylerden sonra üzülmeyi bıraktım. Önemli olan her zaman daha iyisinin olacağına inanmak.”
Zaaflarını açıklamaktan korkmayan çok güçlü bir kadın o... Hatta yaşadığı kötü olaylarda önce kendi hatasını görmeyi başarıyor, “Hatalar olmasa yaşanmışlık olmaz!” diyor.
Zor olmasına rağmen çok iyi kadın dostları olduğunu anlatırken mevzu 30. yaş gününe gelip çatıyor. “Ne yaptınız o gece?” diyorum. “Unutulmayacak güzellikte geçmişti. O zamanki erkek arkadaşım sürpriz bir parti yapmıştı bana. Benim bile aklıma gelmeyecek arkadaşlarım çağrılmıştı. Çok güzel bir doğum günüydü. Umarım 40 da öyle olur” diye yanıt veriyor.
Ancak benim asıl merak ettiğim 30 yaş ile birlikte kendinde ne gibi farklılıklar keşfettiği: “Daha berrak görüyorum etrafı ve insanları ama bu son bir yılda değişti bende. 2013’ten sonra arınma yaşamaya başladık galiba. Etrafımdaki insanları elemeye başladım. Artık iç huzurum var. Özgür olmayı da çok özlemişim.”
19 yaşından beri göz önünde olan Özge Ulusoy, en çok da “Survivor”dan döndükten sonra sevildiğini hissetmeye başlamış: “Ben şöhreti sindirdiğimi düşünüyorum. Bir günde ünlü olmadım ve kimseye de öyle davranmıyorum ama bundan sonraki erkek arkadaşıma biraz ‘Özge Ulusoy’ tavrı yapacağım yoksa şımarıyorlar hemen.” (Gülüyor)
EVLİLİK DÖNEMİNDE OLDUĞUMA İNANMIYORUM
Evlilikten söz etmeden de olmaz... “Evlenmenin hislerle ilgili olduğuna inanıyorum. Şanslıyım ki; etrafımda evli arkadaşım çok az. Bir mahalle baskısı yok üzerimde. Sadece hayatımın ‘evlilik dönemi’nde olduğuma inanmıyorum. Doğru insan geldiğinde olacak. Şu an 31 yaşındayım, henüz çocuk sahibi olma hissi de yok içimde. Biyolojik saat de işlemiyor bana. Zaten şehirli kadının her şeyi gecikmeye başladı. Etrafımda o kadar kötü örnek görüyorum ki biraz korku da var. Öyle evlilik olacağına hiç olmasın.”
Bu kadar evlilik muhabbeti yeter diyoruz ve aşka direkt geçiş yapıyoruz: “Şu an kimseye âşık değilim, bir süre âşık olmayı da düşünmüyorum. Dinlenmem gerekiyor. Çok şey hissettim, üzüldüm, sıkıldım, sevindim, mutlu oldum ama şimdi bulunduğum andan ve hissettiğim duygudan memnunum. O yüzden hayatımda bir erkek olmasını istemiyorum. Kimseye de o gözle bakmıyorum. Dışarıdan bana o gözle bakan varsa buradan duyurulur, uzun bir süre benden uzak dursunlar. Boşa çıkar çabaları hakikaten!”
Tecrübelerle gelen korkular sonucu yaş aldıkça âşık olmanın daha zor olduğuna inanlardan mı yoksa aşktan korkanlardan mı; merak ediyorum. “Tekrar âşık olacağıma inanıyorum. İçimde çok garip bir his var; bir şey bekliyor beni ve o beklediği için bir sürü sınavdan geçiyorum. Bunu hep beraber göreceğiz. İleride biri var ve beni bekliyor. Bu çok gerçek bir his” diyor.
ERKEKLER BENİ ÜNÜM İÇİN Mİ SEVİYORLAR!
Babamla, annemle olduğumdan biraz daha uzak bir ilişkim var. Baba, kız evlada çok düşkün, gözünde görüyorsun sevgiyi ama her şey konuşulmuyor, çok kolay dokunulmuyor. O yüzden ben de erkek arkadaşlarımda önce şefkat arıyorum. İlk başta hepsi şefkatli zaten, işler bir süre sonra değişmeye başlıyor. Oysa ben gerçekten kadına değer veren bir erkek istiyorum hayatımda. Çünkü güzel kadına erkekler önce göz boyama niyetiyle geliyor. Ben ilişkimin en başından en sonuna kadar aynı insanım. Karşımdakinden de bunu bekliyorum. Her ilişkim için aynı şeyi söyleyemem tabii ki. Çok mutlu olduğum da oldu, çok zor ayrıldığım da, çok canımın acıdığı da... Son dönemlerde ise şu kompleksi yaşıyorum; zengin erkeklerde beni param için mi seviyor düşüncesi vardır ya, bende de beni ünüm, güzelliğim ve ismim için mi seviyor durumu var. Karşı tarafın beni aksine inandırması çok zorlaştı; çok emek vermesi gerekecek. Sonuna kadar dayanan kalır.
7 Temmuz 2014 Pazartesi
Ethem Sarısülük'ü öldüren polis tutuklandı.
Ankara'da Gezi Parkı protestolarına destek eylemlerinde Kızılay'da polisin silahından çıkan kurşunla vurularak hayatını kaybeden Ethem Sarısülük davasında mahkeme, sanık polis A.Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi. Karar sonrası duruşma salonunda avukatlarla jandarma arasında arbede çıktı.
Kızılay'da polis memuru A.Ş.'nin silahından silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük davasının 6. duruşması yoğun güvenlik önlemleri altında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Dava nedeniyle adliye çevresinde ve duruşma salonunda yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Saat 10.30'da başlayan duruşmaya sanık polis A.Ş., sanık ve mağdur avukatlarının yanı sıra Sarısülük'ün yakınları ve bazı CHP'li vekiller de katıldı.
''JANDARMALARI ÇIKARIN TALEBİNE'' RET
Duruşmada avukatların 'jandarmaları dışarı çıkarın' talebine mahkeme başkanı "Geçen celse olan olaylar ortada. Jandarmayı dışarı çıkarmıyoruz" yanıtını verdi.
Sanık vekilleri duruşmanın kapalı yapılması talebinde bulundu. Mahkeme duruşmanın kapalı yapılmasına ilişkin sanık vekillerinin talebini reddetti.
SAVCI, SANIK POLİSİN TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin davada Cumhuriyet Savcısı, sanık A.Ş.'nin eyleminin meşru müdafaa olmadığını belirterek, olası kasıtla adam öldürmekten cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istedi.
SANIK POLİSE TUTUKLAMA KARARI
Mahkeme, sanık polis A.Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi. Duruşma 3 Eylül çarşamba gününe ertelendi.
ALİ İSMAİL'İN ANNESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Sanık polise tutuklama kararı çıkınca Ali İsmail Kormaz'ın annesi Emel Korkmaz gözyaşlarını tutamadı.
DURUŞMA SALONUNDA OLAY
Karar sonrası duruşma salonunda avukatlarla jandarma arasında arbede çıktı. Jandarmma, avukatları salon dışına çıkarmaya çalıştı.
Duruşma salonunda bulunan polis memuru A.Ş. de güvenlik kuvvetlerinin arasında adliye binasında güvenli bir odaya alındı.
ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDILAR
Dava öncesi bazı sivil toplum kuruluşları adliye bahçesinde toplandı.
Dava nedeniyle adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Adliye girişleri, demir bariyerlerle kapatıldı.
Çocuk gelinle evlenen damada 15 yıl hapis.
ADANA'da, birbirlerinin ağabeyleriyle 'berdel' yöntemiyle yöresel geleneklere göre düğün yapılarak nikah kıyılmadan evlendirilen çocuk gelinlerden S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlenince Cumhuriyet Savcısı 25 yaşındaki Fikret D. hakkında 'nitelikli cinsel istismar' suçundan 15 yıl hapis cezası istedi.
Olay, 17 yaşındaki M.K. ile evlendirilen 15 yaşındaki Y.D. ve Fikret D. ile evlendirilen 15 yaşındaki S.K.'nın, geçen 15 Şubat'ta polise başvurmalarıyla ortaya çıktı. Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Dedekorkut Mahallesi'nde oturan ve eşinden ayrı yaşayan 48 yaşındaki T.K., kızı S.K.'yı akrabalarının oğlu Fikret D. ile yöresel törenle evlendirdi. Ardından damat Fikret D.'nin kız kardeşi Y.D., küçük gelin S.K.'nın ağabeyi M.K. ile aynı şekilde evlendirildi. Kayınvalideler arasında anlaşmazlık çıkınca, yaşı küçük gelinler birlikte polise giderek, "Bizi birbirimizin ağabeyleriyle zorla evlendirdiler" diyerek aileleri hakkında şikayette bulundu. Küçük gelinler devlet korumasına alındı.
'RIZASI İLE' SAVUNMASI
S.K.'nın evlendirilmesi ilgili Adana 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıklar haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Damadın babası Ş.D., "S.K. benim yeğenimdir. Babası evi terk ettiği için bu yaşa kadar kendisine ben baktım. Oğlumla yeğenim aynı evde büyüdüler. Birbirlerini sevdiklerini ve evlenmek istediklerini söylediler. Aksi halde kaçacaklarını da söylediler. Biz de evlenmelerine rıza gösterdik" diye savunma yaptı.
Damat Fikret D. de, S.K. ile uzun süre arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerini severek evlenmeye karar verip durumu ailelerine bildirdiklerini, S.K.'nın rızasıyla birlikte olduklarını ve bu sürede kendisine kötü bir muamelesinin olmadığını savundu. Küçük gelin S.K. da ifadesinde, "Ben önce istemedim. Israr edilince kafam karıştı ve kabul ettim. Benden uzak dursunlar. Artık evlilik istemiyorum" diyerek şikayetçi olmadığını söyledi.
15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇIKTI
Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda çocuk gelin S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlendi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkında esasa ilişkin mütalaasını verdi. S.K.'nın annesi Türkan K.'nın vefat etmesi nedeniyle hakkındaki suçlamalar düşerken, sanık Fikret D. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 15 yıla kadar, Fikret D.'nin annesi S.D. ve babası Ş.D. hakkında ise yardım suçundan 8 yıla kadar ceza istendi. Sanık ve avukatı esasa ilişkin ve Adli Tıp Kurumu raporuna savunma yapmak üzere süre talep edince mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Diğer küçük gelin Y.D.'nin evlendirilmesiyle ilgili de 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava devam ediyor.
Olay, 17 yaşındaki M.K. ile evlendirilen 15 yaşındaki Y.D. ve Fikret D. ile evlendirilen 15 yaşındaki S.K.'nın, geçen 15 Şubat'ta polise başvurmalarıyla ortaya çıktı. Merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı Dedekorkut Mahallesi'nde oturan ve eşinden ayrı yaşayan 48 yaşındaki T.K., kızı S.K.'yı akrabalarının oğlu Fikret D. ile yöresel törenle evlendirdi. Ardından damat Fikret D.'nin kız kardeşi Y.D., küçük gelin S.K.'nın ağabeyi M.K. ile aynı şekilde evlendirildi. Kayınvalideler arasında anlaşmazlık çıkınca, yaşı küçük gelinler birlikte polise giderek, "Bizi birbirimizin ağabeyleriyle zorla evlendirdiler" diyerek aileleri hakkında şikayette bulundu. Küçük gelinler devlet korumasına alındı.
'RIZASI İLE' SAVUNMASI
S.K.'nın evlendirilmesi ilgili Adana 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıklar haklarındaki suçlamayı kabul etmedi. Damadın babası Ş.D., "S.K. benim yeğenimdir. Babası evi terk ettiği için bu yaşa kadar kendisine ben baktım. Oğlumla yeğenim aynı evde büyüdüler. Birbirlerini sevdiklerini ve evlenmek istediklerini söylediler. Aksi halde kaçacaklarını da söylediler. Biz de evlenmelerine rıza gösterdik" diye savunma yaptı.
Damat Fikret D. de, S.K. ile uzun süre arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerini severek evlenmeye karar verip durumu ailelerine bildirdiklerini, S.K.'nın rızasıyla birlikte olduklarını ve bu sürede kendisine kötü bir muamelesinin olmadığını savundu. Küçük gelin S.K. da ifadesinde, "Ben önce istemedim. Israr edilince kafam karıştı ve kabul ettim. Benden uzak dursunlar. Artık evlilik istemiyorum" diyerek şikayetçi olmadığını söyledi.
15 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇIKTI
Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda çocuk gelin S.K.'nın olay tarihinde 15 yaşını doldurmadığı belirlendi. Bu gelişme üzerine Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkında esasa ilişkin mütalaasını verdi. S.K.'nın annesi Türkan K.'nın vefat etmesi nedeniyle hakkındaki suçlamalar düşerken, sanık Fikret D. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 15 yıla kadar, Fikret D.'nin annesi S.D. ve babası Ş.D. hakkında ise yardım suçundan 8 yıla kadar ceza istendi. Sanık ve avukatı esasa ilişkin ve Adli Tıp Kurumu raporuna savunma yapmak üzere süre talep edince mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
Diğer küçük gelin Y.D.'nin evlendirilmesiyle ilgili de 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava devam ediyor.
Tansu Çiller hastaneye kaldırıldı.
Alınan bilgilere göre; Eski Başbakanlardan Tansu Çiller'in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir'den uçakla İstanbul'a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tansu Çiller sağlık durumu? Tansu Çiller hastalığı hakkında yapılan son açıklama ve dahası haberde.
Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul'a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda Sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller’in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir’den uçakla İstanbul’a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı.Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller, 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda en yüksek oyu alarak genel başkan seçilmiş ve Türkiye'nin ilk bayan başbakanı olmuştur.
Tansu Çiller Kimdir?
1946 yılında İstanbul'da doğdu. Robert Kolej mezunu olan Tansu Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde verdi. 1978 yılında doçent, 1983 yılında profesör oldu.
Çiller, 1990 yılı kasım ayında Doğru Yol Partisi'nden politikaya atıldı. 1991 yılı seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili seçildi. Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile kurulan ve Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilerek Başbakanlık görevini bırakmasından sonra DYP genel başkanlığına aday oldu. 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda İsmet Sezgin ile Köksal Toptan'ı geride bırakarak Genel Başkan seçildi ve Türkiye'nin ilk bayan Başbakanı oldu. 5 Nisan kararlarıyla Türk ekonomisinde bir döneme imza attı.
Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul'a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda Sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller’in bir kaza sonucu ayak bileği kırılınca İzmir’den uçakla İstanbul’a getirildi ve ambulansla hastaneye kaldırıldı.Edinilen bilgiye göre, Tansu Çiller bir kaza sonucu ayak bileğinde parçalı kırık olduğu için yanında oğluyla birlikte Adnan Menderes Havalimanı'ndan kalkan tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Atatürk Havalimanı'nda sabah saatlerinde aprondan alınan Tansu Çiller, bir ambulansla Acıbadem Maslak Hastanesi'ne götürüldü.
Tansu Çiller, 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda en yüksek oyu alarak genel başkan seçilmiş ve Türkiye'nin ilk bayan başbakanı olmuştur.
Tansu Çiller Kimdir?
1946 yılında İstanbul'da doğdu. Robert Kolej mezunu olan Tansu Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde verdi. 1978 yılında doçent, 1983 yılında profesör oldu.
Çiller, 1990 yılı kasım ayında Doğru Yol Partisi'nden politikaya atıldı. 1991 yılı seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili seçildi. Sosyal Demokrat Halkçı Parti ile kurulan ve Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilerek Başbakanlık görevini bırakmasından sonra DYP genel başkanlığına aday oldu. 13 Haziran 1993 tarihli DYP olağanüstü genel kurulunda İsmet Sezgin ile Köksal Toptan'ı geride bırakarak Genel Başkan seçildi ve Türkiye'nin ilk bayan Başbakanı oldu. 5 Nisan kararlarıyla Türk ekonomisinde bir döneme imza attı.
27 Haziran 2014 Cuma
Otobüsteki enteresan haller bu fotolarda.
Türkiye'de pek rastlamasak da özellikle yurtdışında bazı ülkelerde metrolarda öyle kişilerle karşılaşıyorsunuz ki "yok artık" demekten kendinizi alamıyorsunuz. İşte toplu taşıma araçlarından şaşırtan görüntüler...
Gizem Karaca Acun'u geride bıraktı.
Star TV'nin yeni dizisi Güzel Köylü TNS reyting sonuçlarına göre başarılı bir başlangıç yaparak ilk bölümüyle hem Total'de hem de Avrupa Birliği AB grubunda birinci sırada yer aldı.
ACUN İKİNCİ OLDU
Acun Ilıcalı'nın misafir sunucu olduğu Kim Milyoner Olmak İster Total'de 2. sırada yer alırken, Başkent Ankara'nın Dikmen'i dizisi 4. oldu.
24 Haziran 2014 Salı
Seksi model kırmızı elbisesi ile nefes kesti
Seksi model kırmızı elbisesi ile nefes kesti
Top model Jessica Hart, tanıtım yüzü olduğu bir giyim firmasının katalog çekiminde objektiflere yansıdı.
28 yaşındaki manken Now York'ta yapılan çekimlerde birbirinden iddialı yazlık elbiselerle poz verdi. Hart'ın tanıttığı Yunan tarzı kırmızı tuvalet ise o gün çekimi yapılan koleksiyonun en çok ilgi gören parçası oldu. Jessica Hart, kırmızı elbisesini siyah- beyaz yılan derisi yüksek ökçeli ayakkabılarla tamamladı.
Top model Jessica Hart, tanıtım yüzü olduğu bir giyim firmasının katalog çekiminde objektiflere yansıdı.
28 yaşındaki manken Now York'ta yapılan çekimlerde birbirinden iddialı yazlık elbiselerle poz verdi. Hart'ın tanıttığı Yunan tarzı kırmızı tuvalet ise o gün çekimi yapılan koleksiyonun en çok ilgi gören parçası oldu. Jessica Hart, kırmızı elbisesini siyah- beyaz yılan derisi yüksek ökçeli ayakkabılarla tamamladı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)