CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Egemen Bağış’ın Kur’an-ı Kerim’le dalga geçmesine sert tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Egemen Bağış’ın Kur’an-ı Kerim ayetleriyle dalga geçmesine sert tepki gösterek, “Benim merak ettiğim onun AKP’de kalıp kalmayacağı hususunda AKP’nin vereceği tepki” diye belirtti.
Bugün gazetesi,nin yaptığı habere göre, Kılıçdaroğlu, bu süreçte iktidarın inançlara saygısının tümünün göstermelik olduğunun öğrenildiğini ifade ederek, "Siz Allah’ın kelamı ile dalga geçiyorsunuz, bu olacak iş değil. Egemen Bağış ile alakalı bir şey söylemek istemiyorum. Benim merak ettiğim onun AKP’de kalıp kalmayacağı hususunda AKP’nin vereceği tepki. Hâlâ o partinin içinde kalacak mı kalmayacak mı? “Her cuma Google’dan bir ayet sallıyorum” diyen birine Erdoğan ne diyecek? Bir CHP’li söyleseydi ortalık ayağa kalkardı.
TWİTTER’A ENGEL
Çağdaş dünyada, insanların sağlıklı veri (bilgi) alma hakları olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunların anayasa ile garanti altına alındığını belirtti.
"Y urttaşların haber alma, veri (bilgi) verme hakkını kısıtlarsanız, insan hakkı ihlal edilmesiyle yapmış ve anayasayı çiğnemiş olursunuz." diye belirtti
"Twitter’in kökünü kazıyacağız” mesajı bir diktatörün mesajıdır. Türkiye’nin böyle bir tablo ile karşı karşıya kalması çok fazla üzücüdür. Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi değildir. Biz demokrasi ve özgürlükler biraz daha gelişsin derken tam tersine baskıcı bir anlayışla karşı karşıyayız. Hiçbir darbe döneminde böyle bir şey olmadı fakat halkın oyuyla seçilip iktidara gelen bir zorba döneminde oldu." diye açıkladı.
AB VE ABD'NİN TEPKİLERİ
İnsan hakları ihlalleri bir ülkenin iç sorunu değildir. Haberleşme özgürlüğünü kısıtlarsanız o dünyanın ortak sorunudur. AB, ABD ve diğer ülkelerden tepkilerin gelmesi doğal fakat Erdoğan “tepkilere kulaklarımı tıkayacağım” diyor. Bunlara kulaklarını tıkayan kişi artık tüm dünyayla ilişkisini kesmiş demektir. Taksim Meydanı’nı halka kapatmanın başka bir şeklidir bu.
CUMHURBAŞKANI’NIN TAVRI
Hükümetle ilişkilerinin bozulmasını istemiyor çünkü kendi geleceği açısından güvence olarak AKP’yi görüyor. O nedenle yasaları geri göndermeden imzalayıp, işin içerisinden sıyrılmak istiyor fakat bu yasak sıradan bir yasak değil. Yasakları destekleyen cumhurbaşkanı imajını herhalde kabul edemez. “Böyle bir yasak olmamalı” diyor. Bunu da pozitif buluyorum.
HER AN SURİYE’YE GİREBİLİRLER
En çok büyük endişem Süleyman Şah Türbesi sebebiyle ordunun Suriye’ye girmesiydi. Oysa, Türkiye ordusunu sokmadan orayı kontrol edebilir fakat orduyu Suriye’ye sokup bunun siyasi nemasını almak gibi bir amacı olabilir. Ortada bir şey yok fakat bir provokasyon yapılabilir.
YILMAZER'İN AÇIKLAMALARI ÇOK ÖNEMLİ
Ali Fuat Yılmazer’in açıklamaları Çok fazla mühim görevlerde bulunmuş eski bir bürokratın açıklamaları çok fazla mühim, bunları isnat diyerek geçiştiremezsiniz. Şayet Başbakan Adalet Bakanı’na telefon açıp, “şu işadamının mahkum olması lazım” diyorsa, bu söylemlerin tamamı doğrudur. Bir Başbakan ya da Adalet Bakanlığı Müsteşarı savcıya gece saat 10.32’de telefon açıp, giderek savcıyı görevden alacaksın, dosyayı kapatacaksın, bana da neticesi bildireceksin” diyorsa İlker Başbuğ için de doğrudur, FENERBAHÇE -F.Bahçe için de söyledikleri doğrudur.
PROVAKASYON UYARISI
Erdoğan, bu seçimlerde oy kaybedecek, o da gayet iyi biliyor. Her defasında çıtayı değiştiriyor. İktidardan gitmesinin hangi sonuçlar doğuracağını iyi biliyor, yargılanacağını biliyor. Bunu bildiği için de iktidarda kalmanın arayışına girecektir. Bunun için de her türlü provokasyona başvuracaktır. Seçim bürolarımız taşlanabilir, saldırılar olabilir, hiç karşılık verilmemesi talimatı verdim.
BOZKURT SELAMI
Birisi yaklaştı, eliyle Bozkurt işareti yaptı, “Ben MHP’liyim oyumu size vereceğim” diye belirtti. (Bozkurt işareti yapmakda) Ben de teşekkür ettim. Mesele bu. “Devrimci Kemal” başlıkları atmaya devam etsinler. Ben tekrar de devrimci birisiyim. Meydanlarda da bana çok fazla samimi olarak “MHP’liyim fakat CHP’ye oy vereceğim” diyenler var, ben de onlara teşekkür ediyorum.
ÖZERKLİK İLANI
Biz bölge bağlantılı bir özerkliği savunmuyoruz, doğru da bulmuyoruz. Sorunlarımızı ülke bütünlüğü içerisinde çözebiliriz. Ayrışarak olumsuzlukları tam tersi derinleştiririz. Türkiye’nin belirgin bir bölgesi ile alakalı değişik bir özerklik algısını oluşturmak ya da bunu dillendirmek asılsızdır.
NEVRUZ VE ÇÖZÜM SÜRECİ
Biz sorunun nasıl çözülmesi gerekmekde olduğunu kamuoyuna defalarca aktardık. 17 maddelik Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi yayınladık. Onlardan ÖYM’lerin kaldırılması yaşama geçti, diğerleri duruyor. Iktidar olduğumuzda diğerlerini de yaşama geçireceğiz ve göreceksiniz ki çatışmalar olmayacak ve Türkiye’ye huzur gelecek. Yüzde 10 seçim barajı sebebiyle siyasi partiler parlamentoya giremiyorlar, gelemedikleri için de ya marjinal kalıyorlar ya da şiddetin içinde yer alıyorlar. Onları parlamentoya çektiğimiz vakit gelsinler düşüncelerini açıklasınlar. Özgürlük ve demokrasi ekseninde bu arıza çözmek istiyoruz. AKP- AK Parti başka türlü çözmek istiyor, biz bunu bilmiyoruz. Biz toplumsal takviye alarak bu sorunu çözmek istiyoruz onlar kapalı kapılar ardında çözmek istiyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder