20 Kasım 2008 Perşembe

Krize inat partisi


Eğlence dünyası kriz filan dinlemiyor. İstanbul'un Nişantaşı ve Kuruçeşme semtlerinde düzenlenen iki partiye ünlü isimler adeta akın etti
Küresel kriz tüm dünyayı etkilerken eğlence dünyası bu ekonomik krize adeta meydan okuyor. İstanbul değişik mekanlarında ilginç geceler ve partiler düzenleniyor. Önceki gece Kuruçeşme'de yeni açılan Envy Club ilginç bir partiye ev sahipliği yaptı.

Renkli gece
'Krizim Geldi' adlı partiye kaktılanlar arasında Deniz Akkaya, sevgilisi Efe Önbilgin,Yeşim Salkım sevgilisi Hakan Eratik, Seray Sever, Ayşe Özyılmazel, Osmantan Erkır, Galatasaraylı futbolcular Ümit Karan ve kaleci Aykut gibi ünlü isimler de vardı. Nişantaşı Leea'deki partiye ise Çağla Şıkel/ Emre Altuğ çifti, Bengü, Melike Öcalan, Sinem Kobal gibi ünlüler katıldı.

Ekonomik kriz halkı vurdu


Ankara'yı teğet geçti
Köşk için 19, bakanlar ve milletvekilleri için de 54 adet, son model lüks makam aracı alınacak

Cumhurbaşkanlığı'nın tam 103 adet otomobili var. 2009'da bu otomobillerden 19'unun yenilenmesi için bütçeye ek ödenek konuldu. 2008 yılında bütçesi yapılacak tadilat nedeniyle yüzde 25 oranında artırılan Köşk, 2009 harcamalarıyla da tepkileri çekecek.

BU DEFA KİRALANACAK
Makam aracı seferberliği Cumhurbaşkanlığı Köşkü ile de sınırlı değil. Meclis'e de 54 adet yeni makam arabası geliyor. Ama Meclis bu yıl ilk defa araçları kiralayacak. Meclisin 2009 yılı için kiralayacağı 54 makam aracının ihalesi 15 Aralıkta yapılacak.

NE ZENGİN MİLLET
Krİzİn uğramadığı yüksek makamlara alınacak pırıl pırıl makam arabaları büyüklerimizin heybetine heybet katacak. Ankara'daki yabancı misyon şefleri de 'Yahu şu Türkler ne kadar zengin millet. Bunların gizli petrol kuyuları mı var?' diye hayrete düşecek.

'Evreni de evrimi de Tanrı yazdı'


Vatikan, Charles Darwin'in evrim teorisi de dahil olmak üzere, evren ve insanın kökenlerinin tartışıldığı bilimsel bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Papalık Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen ve salı gününe dek sürecek olan toplantıya katılan bilim adamları, bugün Papa 16. Benediktus tarafından kabul edildi.

Roma Katolik Kilisesi'nin lideri Papa 16. Benediktus, bilim adamlarına hitaben yaptığı konuşmada, evren ve insanın kökenine ilişkin çeşitli bilimsel teorilerin yaradılış teorisiyle çelişmediğini savunarak, "Evren ve evrim, Tanrı'nın yazdığı bir kitaptır. Son dönemin felsefi anlayışlarında, evrenin kökeninin maddi alemden bir ya da birkaç unsura dayandığına ilişkin görüşler savunuluyor. Evren, yaradılış değil, mutasyon ve evrim biçiminde algılanıyor. Ancak mutasyona ve evrime uğramak için de evrenin, daha önce var olması, bir başka deyişle yaradılmış olması gerekiyor" dedi.

Evrenin kökenine ilişkin daimi kaos biçimindeki teorinin de daha önce bir düzenin mevcudiyeti düşüncesini ve yaradılış inancını ihtimal dışı bırakmadığı görüşünü dile getiren 16. Benediktus" “Kökeni kaosa dayanmaktan muhal olan evren, düzenli ve tertipli bir kitabı çağrıştırıyor" diye konuştu.

Papa 16. Benediktus, deneysel bilimin ve felsefesinin ileri sürdüğü teorilerin, evrende zaten mevcut olan düzeni keşfe yönelik çabalar biçiminde algılanması gerektiğini de kaydetti.

HAWKİNG DE TOPLANTIYA KATILANLAR ARASINDA

Cambridge Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Stephen Hawking de Papalık Bilimler Akademisi'ndeki toplantıya katılan ünlü isimler arasında yer alıyor.

1988'de yayımladığı "Big Bang'tan Kara Deliklere" adlı yapıtı tüm dünyada 25 milyon satmış olan Hawking, evrenin bir başlangıcı bulunmadığını, dolayısıyla yaradılışın da söz konusu olmadığını savunuyor.

Evrenin Big Bang öncesinde ne durumda olduğuna ilişkin çalışmalarıyla da tanınan ünlü astrofizikçi Hawking, Vatikan'daki toplantı öncesinde esprili bir üslupla yaptığı değerlendirmede, "Papa'nın iyi ki benim son çalışmalarımdan pek haberi yok. Aksi takdirde sonum Galileo gibi olurdu" diye konuştu.

İnanılmaz hızlı

Hakkında çok fazla konuşulan yeni USB standardı, yapılan açıklamayla nihayet resmiyet kazandı.

USB 2.0'nin varisi olan yeni süper hızlı USB 3.0, daha önce de duyurduğumuz gibi, SuperSpeed USB Developers konferasında ilk kez resmiyet kazandı. USB 3.0 spesifikasyonları, konferansta resmi olarak duyuruldu.

2009'un ikinci yarısında yüzünü ilk kez göstermesi beklenen yeni USB standardının 2010 yılında ise tüm tüketicilere ulaşarak tamamen standartlaşması öngörülüyor. SuperSpeed USB'nin dünyada kullanılan birçok teknolojik cihazı yakından etkileyeceğini belirten USB-IF (USB Implementers Forum)başkanı Jeff Ravencraft, USB 3.0'ün USB 2.0'den sonra çıtayı biraz daha yükselteceğini vurguladı.

Ravencraft, sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzde tüketicilerin büyük bir bölümü zengin medya ve dolayısıyla devasa boyutlardaki dijital dosyalarla ilgileniyor. Bu verilerin en hızlı şekilde cihazlardan PC'lere ve PC'lerden cihazlara iletilebilmesi için USB 3.0 büyük bir adım oalcak."

Saniyede yaklaşık 4,8 Gbit'lik bir veri aktarımı sağlayabilen USB 3.0, HP, Intel, Microsoft, NEC, ST-NXP Wireless ve Texas Instruments ortaklığı ile geliştirildi.

Borsa neden tepetaklak.


Dün yüzde 6.6 düşen borsa bugün ilk seansı da yüzde 4.11'lik kayıpla 21 bin 27 puandan tamamladı. Endeks böylece Eylül 2004'ten bu yana en düşük seviyelerini görmüş oldu. Borsada gün sonu kapanışı ise yüzde 3.20 düşüşle 21 bin 228 puandan gerçekleşti.

İMKB'nin bugünkü kaybı ile birlikte hafta başından bu yana gerçekleşen düşüş yüzde 17'ye dayandı. Şirketlerin piyasa değeri de yaklaşık 16 milyar dolar azaldı.

NEDEN DÜŞÜYOR?


Piyasayı değerlendiren uzmanlar, bankalarla başlayan satış dalgasının halen etkisinin sürdüğüne işaret ediyor. Ayrıca hedge fon satışları ve yurtdışındaki sert düşüşler de İMKB'deki düşüşü hızlandırıyor.

IMF ile anlaşılacağı yönünde gelen haberlerin de borsayı etkilemediği görülüyor. Özellikle yabancı yatırımcıların satışları hız kesmeden devam ederken, uzmanlar, "yabancılar ellerindeki hisseleri nakite çevirmek istiyor. Türkiye piyasası da likit bir piyasa olduğu için burada satış yapabiliyor" diyor.

Uzmanlar, IMF konusunun piyasayı etkilememesinin nedeni olarak da bir süredir konu ile ilgili birçok haber çıkmasını ve piyasanın artık bu anlaşmanın imzalandığını görmek istemesini gösterdi. Piyasalar IMF ile ilgilim beklentiler yerine şimdilik dış piyasalardaki gerilime daha odaklı bir seyir izliyor.

Açım dedi dayağı yedi...


SİNOP'un Boyabat İlçesi'nde oturan 32 yaşındaki Özay Çelikçi, Adalet Sarayı'nın hizmete açılması törenine katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e, "Sayın Bakanım, açım. İş istiyorum" diye bağırdı. Ardından da polisler tarafından ağzı kapatılarak güçlükle polis otomobiline bindirilerek gözaltına alındı. Bakan Şahin, iş isteyen gence kürsüden seslendi ve "Gencin, burada gelip bana söylemesi gereken bir sözü bağırarak söylemesi Boyabatlıların geleneksel misafirperverliğine yakışmadı. Benim fabrikam yok. Devletin daireleri de benim dairem değil" diye cevap verdi. Bakan Şahin, konuşmasında 15 Aralık tarihinde Adalet Bakanlığı'ndaki boş kadrolara sınavla 15 bin infaz koruma ve zabıt katibi alınacağını söyledi.


"İŞ İSTİYORUM" DİYE BAĞIRDI


Adalet Bakanı Mehmet Mehmet Ali Şahin, Sinop'un Boyabat İlçesi'nde yaptırılan ve 3 milyon 171 bin YTL'ye mal olan 4 katlı Adliye Sarayı'nın bugün hizmete açılması törenine katıldı. Yeni Adliye Sarayı önündeki tören öncesinde Sinop Belediye Başkanı Zeki Yılmazer, "Sorunlara neşter olması için bu hediyeyi kabul edin" diyerek Bakan Şahin'e el yapımı bıçak hediye etti. Bakan Şahin, şeffaf ambalaj içindeki bıçağı görünce, "Adalet Bakanı'na bıçak verilir mi?" diyerek sitemde bulunarak hediyeyi kabul etti. Bakan Şahin, protokol sırasında yeni Adalet Sarayı ile ilgili konuşmaları dinlerken, 32 yaşındaki iki çocuk babası Özay Çelikçi, kalabalık arasından Adalet Sarayı'nın 1 metre yüksekliğindeki koruma duvarına çıkıp, "Sayın Bakanım açım. Boyabat'ta iş yok, iş istiyorum, başka bir şey istemiyorum" diye bağırdı. Bu sırada Bakan Şahin, "Gel yanıma konuşalım" diye seslendi. Ancak işsiz genç polisler tarafından kalabalıktan ağzı kapatılarak çıkarıldıktan sonra polis otomobiline bindirilmek istendi. Polislere uzun süre direnen Özay Çelikçi, "Ben iş istiyorum, İşsizim. Bırakın beni. Bakan beni yanına çağırdı" diye bağırmayı sürdürdü. Ancak güçlükle otomobile bindirilen genç gözaltına alınarak İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.


HÂKİM VE SAVCILARA LOJMAN YAPILACAK


Daha sonra kürsüye çıkan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye'de son 6 yıl içinde 95'nci Adalet Sarayı'nı hizmete açtıklarını ifade etti ve "Biz zaman zaman resmi ziyaretler için başka ülkelere, Avrupa ülkelerine gidiyoruz. Oralarda en görkemli, en prestijli binalar Adalet Sarayları. Çünkü hep söylenir zaten. Adalet Sarayları'na girildiğinde o cümleyi hep görürsünüz, 'Adalet Mülkün Temelidir'. O bakımdan bizim adliye binalarımızı, mademki Adalet Mülkün Temelidir, bunu anımsatacak güzellikte ve görkemde olması gerekir. O nedenle adalet binalarımızı modern hale getirme çalışmalarına bundan sonra da devam edeceğiz" dedi. Bakan Şahin, Ulusal yargı ağı projesiyle dava sırasında Nüfus Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü'nden istenen bilgilerin bir kaç dakikada mahkemeye ulaştırıldığını, böylece yargı sürecinin hızlandırıldığını da dile getirdi. Bakan Şahin, yargıçların ve savcıların çok daha rahat bir ortamda hizmet vermelerini sağlamak için tedbirler alındığını da söyleyerek, "Adalet Bakanlığı olarak son yıllarda lojman yapımına da büyük önem verdik. Onlar kira derdi peşinde koşmamalılar. Daha eksiğimiz var. En geç 3 yıl içerisinde Türkiye'de tüm hâkim ve savcılarımızı lojmana kavuşturmak istiyoruz. Çünkü onlar çok rahat ederlerse, kafaları rahat olursa, gönülleri rahat olursa yargılama işinde de vatandaşımızın işini o kadar kolay ve kısa sürede gerçekleştirirler" dedi.

Konuşmasının son bölümünü "İş istiyorum" diye bağıran gence ayıran Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Nereye gitti Özay, Özay burada mısın" dedikten sonra şu ifadeleri kullandı:

15 BİN MEMUR ALINACAK


"Ben tanıyorum bu arkadaşı. Bu arkadaşımız yakın bir zamana kadar bizim misafirimizdi. Cezaevinden yeni çıktı, tahliye oldu. Geçmiş olsun. 'İş istiyorum' dedi. Tabi bakın Aralık ayının 15'inde 15 bin yeni memur alacağız. Eğer Özay şartları taşıyorsa başvursun. Adalet Bakanlığı olarak İnfaz koruma memuru alıyoruz. Zabıt kâtibi alıyoruz ama sınavla alıyoruz. Şartlarını taşıyorsa başvurur. Çünkü benim fabrikam yok. Devletin daireleri de benim dairem değil. Eleman alıyoruz ancak sınavla KPSS'ye girecek. Doğru tercihte bulunacak ve ondan sonra yerleştirmede herhangi bir kamu kuruluşuna personel olarak girecek. O bakımdan benden iş isteyen o arkadaşım veya onun gibi düşünen kardeşlerimiz bakın Aralık ayının 15'nden itibaren 15 bin civarında boş kadro için ilanlar yapılacak. Tercih kitapçıkları dağıtılacak. KPSS'ye girmiş olan gençlerimiz buyursunlar, başvursunlar. 2009 yılında da böyle olacak. O bakımdan bir kaç gün önceye kadar bizim misafirimiz olan Özay'ın burada gelip bana söylemesi gereken bir sözü burada işte bağırarak söylemiş olması, Boyabatlıların geleneksel misafirperverliğine yakışmadı. Çünkü ben bilirim ki Boyabatlılar son derece misafirperver insanlardır. Bir dertleri varsa gelir söyler, biz de derdine derman oluruz."


YENGEYİ DÖVME


Ardından Özay Çelikçi'ye nasihatte da bulunan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Lütfen yenge hanımı dövmeyin. Hanım senden çok şikâyetçi. Özay eğer duyuyorsan beni dinle. Hanımlara el uzatılmaz. Yenge senden çok şikâyetçi. Delikanlı adamsın, eline taş versek sıkacak kadar güçlüsün. Ama hem misafirperver ol hem de el kaldırılmaması gereken bir hanıma özellikle de eşine el kaldırma. İş konusunda dediğim çerçevede hareket edersin başvuruda bulunursun" dedi. Bakan Mehmet Ali Şahin, daha sonra Adalet Sarayı'nı hizmete açtıktan sonra AKP İlçe Başkanlığı'nı ziyaret etti.


KARDEŞİM EŞİNİ DÖVÜYORDU


Bu arada Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'den iş isteyince polis tarafından gözaltına alınan ve Sinop'un Boyabat İlçesi Kumluk Mahallesinde oturan Özay Çelikçi'nin uzun süre işsiz olduğu ortaya çıktı. Özay Çelikçi'nin 22 yaşındaki eşi Hatice, çocukları 3,5 yaşındaki İbrahim ve 2,5 yaşındaki Selamet Çelikçi'nin geçimini çayçılık yaparak sağladığını belirten ablası Şehibe Akçay, "Eşini dövüyordu. Zaman zaman psikolojik bunalımlar da yaşıyordu. Ara sıra çay ocaklarında çalışıyordu. Kardeşimin hiç işi olmadı" dedi. Özay Çelikçi'nin 2003 yılında 27 yaşındaki oğlu Murat Akça'yı sokakta durup dururken bıçakla karnından yaraladığını ve bu nedenle 1 yıl cezaevinde yattığını da söyleyen abla Şehibe Akça, "Özay'ın yeşil kartı bulunuyor ve Kaymakamlıktan yardım alıyordu.

Kendisinin psikolojik sorunları var. Bu yüzden tedavi olması lazım" diye konuştu.